Meme kanseriyle ilgili yeni araştırmalara devam ediliyor.
Türkiye Meme Vakfi “Farkındayım korkmuyorum” bilgilendirmelerine devam ediyor.
Dr. Can Gürbüz’ün açıklamaları merak edilen birçok konuya ışık tutuyor. Çalışmalara göre meme kanseri ve terlemeyi önleyici deodorantlar arasındaki ilişki korkusu tam bir efsane.
Son yıllarda koltuk altı antiperspirant (terlemeyi önleyici) deodorant kullanımının meme kanseri riskini artırması ile ilgili çeşitli mecralarda yayınlara rastlanıyor. Bu ürünlerin zararlı maddeler içerdiği ve koltukaltı derisinden veya tıraş edilirken oluşan kesiklerden emildiği belirtilmekte ve meme kanseri riskini artırdığı ileri sürülmektedir.
Türkiye Meme Vakfı konu ile ilgili birçok soru aldığı için bu konuyu açıklığa kavuşturmak amacıyla ilgili araştırma özetlerini şöyle sıralıyor:
Antiperspiran ürünlerde alüminyum bazlı maddeler kullanılmaktadır. Bu ürünler, ter bezlerinin ağzını geçici olarak kapatarak terlemeyi önlemektedir. Bu ürünlerin koltukaltı derisinden emilerek meme kanseri riskini artırabileceği ileri sürülmüştür. Fakat bu varsayım klinik deneyler ile ispatlanmamıştır. Yapılan diğer bilimsel çalışmalarda da böyle bir bağlantıya rastlanılmamıştır.
Dedorantlarda ve antiperspiran ürünlerde bulunan paraben maddesinin de benzer bir etki ile meme kanseri riskini artırdığı ileri sürülmüştür. Bazı meme kanseri olgularında tümör içinde bu paraben maddesine rastlanarak kanser gelişiminde rol alabileceği düşünülmüş, fakat çalışmalarda bu maddenin kansere yol açtığı ispatlanmamıştır.
Amerikan Kanser Enstitüsü (National Cancer Institute) ve ABD Gıda ve İlaç idaresi (FDA) de koltuk-altı antiperspiran ve deodorant kullanımının meme kanseri riskini artırması ile ilgili bilimsel bir veriye rastlanmadığını açıklamıştır.
Bilimsel verilere göre deodorantlar ve antiperspiran ürünlerin koltuk altı kullanımının meme kanseri riskini artırdığı efsanesinin bilimsel bir tabanı olmadığı gözlenmiştir.
Mangalda pişirilen etlerin marine edilmesi meme kanseri riskini azaltır mı?
Mangal ve ızgarada pişirilen etler kısa sürede yüksek dereceli ısıya maruz kalır. Bu süreç sırasında etin üzerinde “heterosiklik amin” adı verilen bazı kimyasal bileşikler oluşur. Bu kimyasal maddelerin meme kanseri ve bazı kanser gelişme risklerini artırdığı çeşitli çalışmalarda bildirilmiştir. Bu nedenle etlerin mangal ve ızgarayla pişirilmesi sağlıklı beslenme ilkelerine aykırı bulunmaktadır.
ABD Kansas Üniversitesi Gıda Teknolojileri Enstitüsü’nde yapılan bir çalışmada, etlerin pişirilmeden marine edilmesi sonucu pişirilme sırasında oluşan ve kanser riskini artıran maddelerin yüzde 70-80 oranında azaldığı bildirildi.
Mangal ve ızgara yapılmadan önce etler, tatlarını artırmak için bazı işlemlerden geçirilir. Örneğin soğan, sarmısak, kimyon karabiber, biberiye, kekik, fesleğen ve benzeri bitkiler eklenip zeytinyağı içinde bekletilir. Bu işlem sırasında kullanılan bitkilerin içerdiği antioksidan maddelerin yüksek ısı sonucu gelişen ve kanser riskini artıran heterosiklik amin oluşmasını önemli ölçüde azalttığı bu çalışmada saptandı.
Mangal veya ızgarada pişirilen yiyeceklerin, pişirilmeden önce çeşitli bitki ve baharatlarla birlikte zeytinyağı içinde bekletilmesi, kanser riski artışını önemli ölçüde azaltması nedeni ile önerilmektedir.
Günde üç fincan yeşil çay
Dr. Gürbüz’ ün yeşil çay ve meme kanseriyle mangalda pişirme arasındaki ilişki konusundaki açıklamaları ise şöyle:
Son yıllarda, yeşil çayın meme kanseri riskini azalttığı veya daha önce meme kanseri ile tanışmış olan kişilerde kanserin tekrar etmesi riskini azalttığı yönünde basında birçok yazı yayınlanmakta. Konuyu bilimsel yönden inceledik.
Harvard Tıp Fakültesi Toplum Sağlığı Bölümü’nde yapılan bir çalışmada 1998- 2009 yılları arasında yeşil çayla ilgili yayınlanan bilimsel çalışmalar incelendi. Buna göre daha önce meme kanseriyle tanışmış kadınlar arasında, günde üç veya daha fazla fincan yeşil çay içen grupta, yeşil çay içmeyen kadınların oluşturduğu gruba göre meme kanserinin tekrar etmesi (nüks veya metastaz) riski daha az görülüyor.
Yani yeşil çay içilmesi meme kanserinin tekrar etmesi olasılığını azaltıyor. Sonuç olarak daha önce meme kanseri ile tanışmış kadınların günde en az üç fincan yeşil çay içmeleri öneriliyor. Dilara Koçak/Milliyet
Türkiye Meme Vakfi “Farkındayım korkmuyorum” bilgilendirmelerine devam ediyor.
Dr. Can Gürbüz’ün açıklamaları merak edilen birçok konuya ışık tutuyor. Çalışmalara göre meme kanseri ve terlemeyi önleyici deodorantlar arasındaki ilişki korkusu tam bir efsane.
Son yıllarda koltuk altı antiperspirant (terlemeyi önleyici) deodorant kullanımının meme kanseri riskini artırması ile ilgili çeşitli mecralarda yayınlara rastlanıyor. Bu ürünlerin zararlı maddeler içerdiği ve koltukaltı derisinden veya tıraş edilirken oluşan kesiklerden emildiği belirtilmekte ve meme kanseri riskini artırdığı ileri sürülmektedir.
Türkiye Meme Vakfı konu ile ilgili birçok soru aldığı için bu konuyu açıklığa kavuşturmak amacıyla ilgili araştırma özetlerini şöyle sıralıyor:
Antiperspiran ürünlerde alüminyum bazlı maddeler kullanılmaktadır. Bu ürünler, ter bezlerinin ağzını geçici olarak kapatarak terlemeyi önlemektedir. Bu ürünlerin koltukaltı derisinden emilerek meme kanseri riskini artırabileceği ileri sürülmüştür. Fakat bu varsayım klinik deneyler ile ispatlanmamıştır. Yapılan diğer bilimsel çalışmalarda da böyle bir bağlantıya rastlanılmamıştır.
Dedorantlarda ve antiperspiran ürünlerde bulunan paraben maddesinin de benzer bir etki ile meme kanseri riskini artırdığı ileri sürülmüştür. Bazı meme kanseri olgularında tümör içinde bu paraben maddesine rastlanarak kanser gelişiminde rol alabileceği düşünülmüş, fakat çalışmalarda bu maddenin kansere yol açtığı ispatlanmamıştır.
Amerikan Kanser Enstitüsü (National Cancer Institute) ve ABD Gıda ve İlaç idaresi (FDA) de koltuk-altı antiperspiran ve deodorant kullanımının meme kanseri riskini artırması ile ilgili bilimsel bir veriye rastlanmadığını açıklamıştır.
Bilimsel verilere göre deodorantlar ve antiperspiran ürünlerin koltuk altı kullanımının meme kanseri riskini artırdığı efsanesinin bilimsel bir tabanı olmadığı gözlenmiştir.
Mangalda pişirilen etlerin marine edilmesi meme kanseri riskini azaltır mı?
Mangal ve ızgarada pişirilen etler kısa sürede yüksek dereceli ısıya maruz kalır. Bu süreç sırasında etin üzerinde “heterosiklik amin” adı verilen bazı kimyasal bileşikler oluşur. Bu kimyasal maddelerin meme kanseri ve bazı kanser gelişme risklerini artırdığı çeşitli çalışmalarda bildirilmiştir. Bu nedenle etlerin mangal ve ızgarayla pişirilmesi sağlıklı beslenme ilkelerine aykırı bulunmaktadır.
ABD Kansas Üniversitesi Gıda Teknolojileri Enstitüsü’nde yapılan bir çalışmada, etlerin pişirilmeden marine edilmesi sonucu pişirilme sırasında oluşan ve kanser riskini artıran maddelerin yüzde 70-80 oranında azaldığı bildirildi.
Mangal ve ızgara yapılmadan önce etler, tatlarını artırmak için bazı işlemlerden geçirilir. Örneğin soğan, sarmısak, kimyon karabiber, biberiye, kekik, fesleğen ve benzeri bitkiler eklenip zeytinyağı içinde bekletilir. Bu işlem sırasında kullanılan bitkilerin içerdiği antioksidan maddelerin yüksek ısı sonucu gelişen ve kanser riskini artıran heterosiklik amin oluşmasını önemli ölçüde azalttığı bu çalışmada saptandı.
Mangal veya ızgarada pişirilen yiyeceklerin, pişirilmeden önce çeşitli bitki ve baharatlarla birlikte zeytinyağı içinde bekletilmesi, kanser riski artışını önemli ölçüde azaltması nedeni ile önerilmektedir.
Günde üç fincan yeşil çay
Dr. Gürbüz’ ün yeşil çay ve meme kanseriyle mangalda pişirme arasındaki ilişki konusundaki açıklamaları ise şöyle:
Son yıllarda, yeşil çayın meme kanseri riskini azalttığı veya daha önce meme kanseri ile tanışmış olan kişilerde kanserin tekrar etmesi riskini azalttığı yönünde basında birçok yazı yayınlanmakta. Konuyu bilimsel yönden inceledik.
Harvard Tıp Fakültesi Toplum Sağlığı Bölümü’nde yapılan bir çalışmada 1998- 2009 yılları arasında yeşil çayla ilgili yayınlanan bilimsel çalışmalar incelendi. Buna göre daha önce meme kanseriyle tanışmış kadınlar arasında, günde üç veya daha fazla fincan yeşil çay içen grupta, yeşil çay içmeyen kadınların oluşturduğu gruba göre meme kanserinin tekrar etmesi (nüks veya metastaz) riski daha az görülüyor.
Yani yeşil çay içilmesi meme kanserinin tekrar etmesi olasılığını azaltıyor. Sonuç olarak daha önce meme kanseri ile tanışmış kadınların günde en az üç fincan yeşil çay içmeleri öneriliyor. Dilara Koçak/Milliyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder