Bu Site Sizin Sizde Yazınızı Gönderin

Evet bu siteye sizlerde yazılarınızı gönderebileceksiniz. Yapmanız gereken içerisinde link ve reklam olmayan yazılarınızı haberdaim@gmail.com adresine mail olarak göndermek.
Hepsi bu kadar. İyi Paylaşımlar
Dikkat edilmesi gerekenler;
Siteye cinsel içerikli, reklam içerikli paylaşımlarda bulunmak yasaktır.

18 Mayıs 2010 Salı

Hamas ve el-Fetih arasındaki fark

Hamas ve el-Fetih arasındaki fark

Başkan Mahmud Abbas, Filistin Kurtuluş Örgütü İcra Komitesi Başkanı ve Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi "Fetih" Genel Sekreteri'dir.


Filistinliler arasında medyada bir tartışma var ve bu tartışma bazen Arap ve İslam ülkelerine kadar uzanıyor. Bu tartışma, "Abbas ile Hamas arasında siyasi ve askeri yönlerden ne fark var?" sorusu etrafında yaşanıyor.
Burada bazı stratejik konuları siyasi ve askeri açıdan değerlendireceğim:
Birincisi: Siyasi açıdan
Abbas, İsrail'i tanıma karşılığı 4 Haziran 1967 sınırlarında kurulacak Filistin devletini kabul ediyor.
Hamas ise İsrail ile uzun vadeli ateşkes karşılığı 4 Haziran 1967 sınırlarında kurulacak Filistin devletini kabul ediyor.
Filistin devletinin sınırları konusu üzerinde Abbas ile Hamas aynı görüşteler. Fakat Abbas'ın ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün devlet ilanı karşılığı verdiği taviz çok tehlikeli. İsrail'i tanımak demek, tarihi Filistin topraklarının toplam yüzölçümünün %78'i üzerinde İsrail'in siyasi, kanuni ve tarihi hakkını kabul etmek demektir.
Abbas, Filistin devletini kurabilmenin en iyi yolunun müzakereler ve silahsız halk direnişi olduğu görüşünde.
Hamas'ın önerisi ise, uzun vadeli ateşkes. Bu, Filistinlilerin tarihi Filistin toprakları üzerindeki siyasi, kanuni ve tarihi haklarını düşürmüyor. Bilakis mücadeleyi gelecek kuşaklara bırakıyor.
Hamas, İsrail güçten başka bir dilden anlamayan bir devlet olduğu için bu hedefi gerçekleştirebilmenin en iyi yolu olarak silahlı direnişi görüyor.
İkincisi: Askeri açıdan
Abbas silahlı direnişi küçük görüyor. Şehadet eylemlerini aşağılık eylemler olarak nitelendiriyor. Füzeleri, yararsız saçmalıklar olarak görüyor. Oslo Anlaşması'nın ve Yol Haritası'nın gereklerini yerine getiriyor. Batı Yaka'ya yanlışlıkla giren İsrail askerlerini ve Yahudi yerleşimcileri geri iade ediyor. Direnişçileri tutukluyor ve silahlarını ellerinden alıyor.
Hamas ise direnişi stratejik seçenek olarak görüyor ve direniş kültürünün güçlenmesi için çalışıyor. Daha da ötesi, Filistin Parlamentosu aracılığıyla direnişi yasallaştırıyor. Burada bir noktayı iyi ayırt etmek gerekmektedir. Hamas Gazze Şeridi'nden füze atışını durdurduğunda bunu ulusal grupların ve direniş güçlerinin ortak kararı olarak ve direnişçilerin pratikte hazırlıklarını geliştirmek için yapmaktadır. Ayrıca Hamas, Gazze Şeridi'nin egemenliğini korumaktadır ve Gazze'ye giren İsrail askeri ya ölü ya da yaralı çıkmaktadır veya esir alınmaktadır.
Gazze bugün Hamas ve hükümeti sayesinde Filistin davası adına hezimetten ve teslimiyetten uzak güzel bir tablo ortaya koymuştur. Hamas herhangi bir dönemde direnişi dondurursa, bunun da bir tür direniş olduğunu ve direnişin İsrail işgaline karşı sonuç alınacak savaş için yaptığı hazırlıklar kapsamında olduğunu biAlmemiz gerekir.
Hamas'ın direnişçileri gözaltına aldığını öne süren kasıtlı söylentilere inanmamak gerekir. Ulusal güçlerin ve direniş gruplarının ortak görüşü dışına çıkarak hareket eden bir kimse gözaltına alınırsa, bu direnişin gözeticisi konumundaki hükümetin hakkıdır. Çünkü siyasi olarak çocukça hareket etmek, gerek askeri olsun ve gerekse siyasi olsun tüm alanlarda ulusal hesapların alt üst olmasına yol açabilir.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Blog Arşivi