Bu Site Sizin Sizde Yazınızı Gönderin

Evet bu siteye sizlerde yazılarınızı gönderebileceksiniz. Yapmanız gereken içerisinde link ve reklam olmayan yazılarınızı haberdaim@gmail.com adresine mail olarak göndermek.
Hepsi bu kadar. İyi Paylaşımlar
Dikkat edilmesi gerekenler;
Siteye cinsel içerikli, reklam içerikli paylaşımlarda bulunmak yasaktır.

31 Temmuz 2009 Cuma

Bakanlıktan solaryum uyarısı

Prof. Dr. Murat Tuncer, ultraviyole ışınlarının sigarada olduğu gibi vücutta birikerek kansere yol açtığını belirtti.

Bakanlıktan solaryum uyarısı

Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı'nın (IARC), solaryumun da sigara, arsenik ve asbest gibi büyük kanser tehdidi yarattığı yönündeki uyarısını değerlendiren Tuncer, ajansın belirli dönemlerde kanserojenlerin listesini yayımlandığını kaydetti.

Bu listedekilerin taşıdığı risk açısından önem sırasına göre, ''Kesin kanserojenler'', ''kanserojen olması kuvvetle muhtemel olanlar'', ''muhtemel kanserojenler'' ve ''diğerleri (üzerinde çalışma sürenler)'' şeklinde sıralandığını anlatan Tuncer, kanserojen olduğu kesinleşenler arasında en üst sırada sigara, alkol ve ultraviyole ışınlarının bulunduğunu bildirdi.

Güneş altında uzun süre çalışanların cilt kanseri riskiyle karşı karşıya olduklarını kaydeden Tuncer, şunları söyledi:

''Son yıllarda sayıları artan solaryumlara bronzlaşmak amacıyla gidenler de güneş altında çalışanlar kadar büyük risk taşıyor. Ultraviyole ışınları, tıpkı sigara gibi vücutta birikerek kansere yol açabilir. Hatta solaryumlarda zararlı ışınlar daha tehlikeli bir şekilde vücuda direkt olarak veriliyor. Solaryuma gidenler bu ışınlara çok yakından maruz kalıyor. Kış aylarında bile bronzlaşmak için solaryumlardan faydalanılıyor. Solaryuma giden hamileler ve emziren kadınlar bunun zararlı etkilerine sadece kendileri maruz kalmıyor, bebeklerini de maruz bırakıyor.''

Güzellik merkezi niteliğindeki bu yerlerin Sağlık Bakanlığı tarafından denetlendiğini hatırlatan Tuncer, ''Solaryumlara gidenler bunun kanserojen olduğunu bilmeliler. Solaryumlar sağlık açısından önerilecek yerler değil'' uyarısında bulundu.

Vücudun ihtiyacı olan D vitaminin sağlanması açısından kol, yüz ve bacakların güneşlenmesinin yeterli olduğunu belirten Tuncer, bunun da 11.00-16.00 saatleri arasında yapılmaması gerektiğini söyledi.

Tuncer, çocukların ise yine bu saat aralığı dışında sabah-akşam 20'şer dakika güneşlenmesinin yeterli olduğuna işaret etti.

Etiketler: dünya sağlık örgütü, sağlık bakanlığı, solaryum, kanser,

(AA)

Çamaşır suyu ve tuzruhu karıştırılırsa...

Mermer, fayans ve marley gibi yüzeyleri beyazlatmak için tuzruhu ve çamaşır suyunun karıştırılarak kullanılmasının sağlık açısından büyük tehlike oluşturduğu bildirildi.

http://image.haber7.com/haber/haber7/photos/445420090731114551937.jpg

Tuzruhu ve çamaşır suyu karıştırılınca yoğun bir şekilde klor gazı açığa çıktığı, bu gazında solunum yollarında hasara yol açtığı belirtildi. Havasız, küçük ve kapalı ortamlardaki süre arttıkça klor gazının solunum yollarına daha fazla zarar verdiğini belirten uzmanlar, bu kişilerde astım benzeri bir hastalıkların ortaya çıkma olasılığının fazla olduğunu vurguladı.

Bartın İl Sağlık Müdürü Dr. Osman Nacaroğlu, evlerde günlük hayatta kullanılan deterjan, çamaşır suyu, kireç ve yağ çözücüler, lavabo açıcılar, tuz ruhu gibi birtakım kimyasal maddelerin yanlış kullanılması halinde zehirlenmelere neden olabileceği uyarısında bulundu. Özellikle dar, kapalı ve iyi havalandırılmayan yerlerde çamaşır suyu ve tuzruhunun gerek tek olarak gerekse birlikte kullanılmamaları gerektiğini hatırlatan Dr. Osman Nacaroğlu, bu kimyasalların kanda karboksihemoglobin denen bir oluşuma neden olarak oksijenin vücuttaki taşımına engel olabileceğine dikkat çekti.

Mermer, fayans ve marley gibi yüzeyleri beyazlatmak için tuzruhu ve çamaşır suyunun karıştırılarak kullanılması sağlık açısından büyük tehlike oluşturduğunu anlatan Dr. Nacaroğlu, "Tuzruhu ve çamaş
ır suyu karıştırılınca yoğun bir şekilde klor gazı açığa çıkmaktadır. Bu klor gazı solunduğu zaman ise hava yollarında bulunan suyla birleşerek en kuvvetli asitlerden biri olan hidroklorik aside dönüşerek solunum yollarında çok belirgin hasara yol açmakta. Havasız, küçük ve kapalı ortamlarda ve maruz kalınan süre arttıkça hasar daha fazla olmakta, bu kişilerde astım benzeri bir hastalık tablosu ortaya çıkmakta. Söz konusu karışım astım hastalığı ve diğer solunum hastalıkları yanında akciğer ve kalp rahatsızlığı olanları da olumsuz yönde etkilemekte." diye konuştu.

Bunun yanında çamaşır suyu, deterjan gibi kimyasalların çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklanması, su veya başka içeceklerle karıştırılma olasılıkları nedeniyle bunlarla bir arada bulundurulmaması gerektiğini vurgulayan Nacaroğlu, "Ayrıca ev kimyasalları gıda maddeleri ile de aynı yerde olmamalı. Bu maddeler kullanıldıktan sonra zehirlenmeyi akla getirebilecek belirtiler gözlenirse (bulantı, kusma, ishal, tansiyonda düşme, solunum problemleri, deri ve gözde irritasyon gibi) en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı ya da 112'ye haber verilmeli." şeklinde konuştu.

Etiketler: tuzruhu, çamaşırsuyu, bartın, il sağlık müdürü,osman nacaroğlu, mermer, fayans,

Çıban Tedavisi için Şifalı Bitkiler Ahmet Maranki

Çıban nedir? Çıban nasıl tedavi edilir? Çıban için şifalı bitkiler nelerdir? Evet, bu yazımızda Prof. Dr. Ahmet Maranki çıban için bitkisel çözüm önerilerini anlatacağız.  Bitkilerle çıban tedavisi nasıl yapılır?
Ateşli hastalıklardan sonra, yaralanmalarda ve vücudun zayıf düşmesini netice veren her durumda, hastalık yapmaya fırsat bu­lamayan bazı virüsler canlanarak dokuyu işgal ederler.

İşgal et­tikleri zayıf dokuda önce ağrı şeklinde kendilerini belli ederler., Sonra ağrılı bölgede bir kızarıklık başlar. Kızarıklık zamanla sert­leşmeye ve kabarıklık yapmaya yönelir. Kabarıklığın ortası ilti­haplanarak baş verir.

Derideki kızarıklık sarıya dönüşür.

Küçük çıbanların tedavisi, bulunduğu bölgenin temiz tutulmasına, tahriş edilmesinin önlenmesine ve antibiyotik merhemler uygulanmasına dayanır. Özellikle yüzde çıkan büyük çıbanlar kan zehirlenmesine (septisemi) yol açabilir. Eger hastalık ıle ılgılı onlemler alınmassa 'sepsis'e kadar gider vucudunda zehirli kan.Doktorunuza başvurunuz.
Çıban, deride çıkan, değişik büyüklükte oluşan iltihablı kabartı demektir. Çıban, kısaca her hangi bir mikrobun sebep olduğu kıl kökünün ya da onun çevresinin irin toplamasıdır.
Çıban, vücu­dun her hangi bir yerinde çıkabilir ama genellikle vücu­dun omuz ve sırt kısmında veya kasık bölgelerinde çıkarlar. Seyrek veya sık çıkabilirler.
Ahmet Maranki Çıban için Şifalı Bitkiler
Prof. Dr. Ahmet Maranki çıban tedavisi için kullanılan şifalı bitkileri şöyle sıralıyor: Kara boynuzu otu, keten tohumu, kudret narı, kuru üzüm, marul, semizotu, ardıç.
  • Kara boynuzu otunun tohumlarını iyice dövüyoruz. Un haline gelene kadar eziyoruz. Sonra elde edilen lapa ile çıbanın üzerini örtüp sarıyoruz.
  • Kara boynuz otu tohumunu bulamazsanız, keten tohumunu dövülerek bal ile karıştırırak elde edeceğiniz lapada aynı şekilde kullanılabilinir.
  • Kudret narının yağı da çıban tedavisi için faydalıdır. Kudret narı yağından günde 2 kere çıbanların üzerine koyun.
  • Kuru üzüm ile sığırın iç yağını merhem haline getirin. Derideki yaraların üzerine koyarsanız iltihabını dışarı akıtır, yarayı iyileştirir.
  • Marulun yaprakları da faydalıdır. Marul yapraklarını ezip, lapa haline getirin ve çıbanların üzerine koyun. Marul yapraklarını haşlayarak da kullanılabilirsiniz.
  • Semizotu da lapa haline getirilip, iyice ezilerek, çıbanların üzerine konulur.
  • Ardıç dallarını ezin ve kaynatın. Elde edilen ardıç dalı suyuna sıcak su ilave edip, çıbanların üzerine kompres yapılır.
Lütfen çıbanları sıkmayınız.

http://www.netkeyfim.com/wp-content/uploads/2009/03/ciban.jpg

etiketler,çıban,ciban,çıban resimleri,çıban fotoğrafları,iltihap,iltihap resimleri,sağlık,ahmet maranki,bitkisel çözümler,

Türk araştırmacılardan ''görünmezlik pelerini''

ANKARA (A.A) - Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM) araştırmacıları, cisimleri belli frekanslarda görünmez kılan nanoteknoloji tabanlı malzeme geliştirdi.

Türkiye'nin tek Descartes bilim ödülü sahibi olan Bilkent Üniversitesi NANOTAM Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay'ın başkanlığını yürüttüğü projede doktora öğrencisi Atilla Özgür Çakmak tarafından geliştirilen ''görünmezlik pelerini'' teknolojisi, askeri araçların üzerine kaplanacak bir metamalzeme sayesinde istenilen frekans bandında, tankların hatta havadaki uçakların görünmezliğine olanak sağlıyor.

Görünmezlik pelerini, parazit ve gürültü oluşturmadığından dünya literatürüne de pek çok yenilik katıyor. Prof. Dr. Özbay, merkezde yaptıkları başarılı deneyde, alıcı ve verici arasına konan metal bir silindirin elektromanyetik ifadelerle ''görünmez'' kılındığını bildirdi. ''Görünmezlik pelerini'' olarak adlandırılan tam görünmezliğin, teorik
olarak uzayda arındırılmış bir bölge yaratmakla mümkün olacağını belirten Özbay, geliştirdikleri metamalzemelerle saklanmak istenilen cismin etrafı kaplandığında
cismi belli elektromanyetik dalgalar için görünmez kılmanın mümkün hale geldiğini kaydetti.

Hindistan Çarpıcı Fotoğraflar

Hindistan

Asya’da bulunan ve yüzölçümü bakımından dünyada yedinci, nüfus bakımından ikinci sırada yer alan devlet. Kuzeyinde Keşmir ve Çin, kuzeydoğusunda Nepal ve Bhutan, doğusunda Bangladeş ve Birmanya, güneydoğusunda Seylan, güneyinde Hint Okyanusu, kuzeybatısında Pakistan bulunur. Üçgene benzeyen Hindistan yarımadası, ülkenin en büyük kısmını kaplar. Ülkenin kapladığı alan 3.287.590 km2 olup, kuzey-güney uzunluğu 3200 km, batı-doğu uzunluğu ise 2400 kilometredir.
  • Nüfus: 1,225,000,000(bir milyar iki yüz yirmi beş milyon) (Temmuz 2007 verileri) - (Düzeltme isteği; Mayıs 2007)
  • Nüfus artış oranı: %1.60 (2007 verileri)
  • Mülteci oranı: -0.08 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini)
  • Bebek ölüm oranı: 63.19 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini)
  • Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 62.86 yıl
    • Erkeklerde: 62.22 yıl
    • Kadınlarda: 63.53 yıl (2001 verileri)
  • Ortalama çocuk sayısı: 3.29 çocuk/3 kadın (2007 tahmini)
  • HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.7 (1999 verileri)
  • HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 3.7 milyon (1999 verileri)
  • HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 310,000 (1999 verileri)
  • Ulus: Hint
  • Nüfusun etnik dağılımı: Hint-Aryan %72, Dravidian %25, Moğol ve diğer %3 (2000)
  • Din: Hindu %70,5, Müslüman %20,4,Budizm %0,8,Hristiyan %2,3 diğer %5 (2000)
  • Resmî Diller: İngilizce, Hintçe, Bengali, Telugu, Marathi, Tamilce, Urduca, Gujarati, Malayalam, Kannada, Oriya, Punjabi, Assamîce, Kaşmirîce, Sindhi, Sanskrit,Peştucali
  • Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler
    • Toplam nüfusta: %52
    • Erkekler: %65.5
    • Kadınlar: %37.7 (1995 verileri)

  • Ülkenin resmi tam adı:: Hindistan Cumhuriyeti
  • Yönetim biçimi: Parlamenter Federal Cumhuriyet
  • Başkent: Yeni Delhi
  • Bağımsızlık günü: 15 Ağustos 1947 (İngiltere'den)
  • Milli bayram: Cumhuriyet günü, 26 Ocak (1950)
  • Anayasa: 26 Ocak 1950
Din Hindistan’da bir hayat tarzıdır. Bütün Hint geleneklerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Birçok Hintli için din, günlük işlerden eğitim ve politikaya kadar hayatın her safhasına nüfuz etmiştir. Laik Hindistan, Hindu, İslam, Hıristiyanlık, Jainizm, Sihizm ve diğer sayısız dini geleneğe ev sahipliği yapar. İslam nüfusun %20’si tarafından uygulanır. Hinduların yanında Müslümanlar önde gelen dini gruptur ve Hint toplumunun ayrılmaz bir parçasıdır. Hindistan Endonezya’dan sonra sayıca en kalabalık Müslüman nüfusa sahiptir. Hindistan’da tüm dinlerce kabul edilen ortak uygulamalar vardır ve her yıl çeşitli müzik ve dans festivalleri tüm topluluklarca kutlanır. Her birinin kendi hac yerleri, kahramanları, efsaneleri ve hatta mutfak alışkanlıkları vardır ki bu toplumun temel özelliği olan özgün farklılık içinde karışır gider.

Hindistan'da İslam

İslam Hindistan’da 8. yüzyılın başlarında Arap tüccarlar aracılığıyla girdi, fakat gerçek etkinliğini 12. yüzyılda kazandı.Hindistanın islamlaşması büyük çoğunlukla Türklerle olmuştur.İlk olarak Gaznelilerle başlayan Türk-islam Devletleri zinciri Tuğluklular,Lodiler,Delhi Türk Sultanlığı ve son olarak Babür imparatorluğuyla 1858 senesinde sona ermiştir.İngilizlerin Babür devletini ortadan kaldırmasıyla Hindistan'daki 9 asırlık Türk-islam hükümdarlığıda sona ermiştir.Türk sultanları içinde Gazneli Mahmut,Babür Şah,Ekber Şah en meşhur olanlarıdır.17. asırda Hindistanda yaşamış olan İmam Rabbani islamın yayılmasında ve doğru bir şekilde yaşanmasında fazlasıyla etkili olmuştur.Yine bu dönemden öncede Türkistanlı alimlerin ve talebelerinin islamın yayılmasın da büyük katkıları olmuştur.Bunlardan en çok akla gelenleri Hoca Ahmed Yesevi,Muhammed Bahaüddin Nakş-ı Bend ve Abdülkadir Geylanidir.Hinduizmin dalları olarak ortaya çıkan Budizm, Jainizm ve Sihizm’in aksine İslam’ın anlayışları, gelenekleri ve dini pratiği bu inanca mahsustur ve evrensel kardeşliği ve her şeye gücü yeten Allah’a teslimiyeti öngörür. 12. yüzyılda Müslüman akınları ve 16. ve 17. yüzyıllardaki Babürlü Türk idaresi Hindistan’da İslamiyet’in yayılışında etkili olmuştur. Başta saldırgan gibi gözüken İslam’ın evrensel sevgi ve barışa yönelik mesajı daha sonraları mistik ve tasavvuf ehlinin yardımlarıyla yayılmıştır. Kabir ve Nanak gibi tasavvuf ehillerinin yaymış olduğu kardeşlik ruhu Hindistan’daki katı kast sisteminin çözülmesinde yardımcı olmuştur. İki inancın karşılıklı iletişimi hayatın ve kültürün her alanında Hindu ve İslami unsurların bir sentez oluşturmasını sağlamıştır. Baştaki çatışma ve çelişme döneminden sonra bugün bu iki din uyum sağlayarak birbirlerinin zenginleştirmişlerdir. Günümüzde de 138 milyonla dünyanın 3. büyük müslüman topluluğu Hindistan'da yaşamaktadır.


In The Land Of Maharajas (India)

In The Land Of Maharajas (India)

In The Land Of Maharajas (India)

In The Land Of Maharajas (India)

In The Land Of Maharajas (India)

In The Land Of Maharajas (India)

In The Land Of Maharajas (India)

In The Land Of Maharajas (India)

In The Land Of Maharajas (India)

In The Land Of Maharajas (India)

In The Land Of Maharajas (India)
etiketler: hindistan, hindistan resimleri, hindistan fotoğrafları, hindistan kadınları, hindistan kızları, hindistan kıyafetleri, hindistan takıları, hindistan erkekleri, hindistan oyunları,deve,deve süslemeleri,hindistan develeri,hızma,küpe,takı,hindistan güzelleri,

30 Temmuz 2009 Perşembe

Tilavet secdesi ile ilgili herşey

Tilavet secdesi nedir, ne zaman ve nasıl yapılır?

 

Kolay anlaşılması için maddeler halinde bildirelim:

 

1- Tilavet, Kur’an okumak demektir. Secde âyeti okununca yapılan secdeye tilavet secdesi denir.

 

2- Namaz kılması farz olan bir kimse, Kur’an-ı kerimde bulunan 14 yerdeki, secde âyetinden birini okusa veya işitse, manasını anlamasa da, bir secde yapması vaciptir.

 

3- Tilavet secdesi yapmak için, niyet edilir. Niyet şarttır. Niyetsiz sahih olmaz. Abdestli olarak, kıbleye karşı ayakta durup, ellerini kulaklara kaldırmadan, Allahü ekber der ve secdeye gider. Secdede üç defa Sübhâne rabbiyel-a’lâ der. Sonra, Allahü ekber der ve ayağa kalkar. Böylece secde-i tilavet tamam olur.

 

4- Secde âyetini işiten cünüp veya abdestsiz kimse, temizlendikten sonra tilavet secdesi yapar. Fakat hayzlıya ve nifaslıya [lohusaya] temizlendikten sonra da tilavet secdesi gerekmez.

 

5- Bir oturumda, bir secde âyetini birkaç defa okuyan veya işiten, hepsi için bir secde eder.

 

6- Bir oturumda ne kadar secde âyeti okunmuşsa, o kadar tilavet secdesi gerekir. Mesela üç secde âyeti okunursa, üç secde gerekir.

 

7- Namaz kılarken, dışardan birinin okuduğu secde âyetini işiten, namazdan sonra tilavet secdesi yapar.

 

8- Namazda okuyunca, hemen ayrıca rüku veya bir secde yapıp ayağa kalkar. Okumasına devam eder. Secde âyetini okuduktan iki üç âyet sonra namazın rükuuna eğilirse ve tilavet secdesine niyet ederse, namazın rüku veya secdeleri, tilavet secdesi yerine geçer.

 

9- Secde-i tilavetin kazası, acele değildir. Gecikirse günah olmaz. Fakat sebepsiz, zaruretsiz tehir etmek tenzihen mekruhtur.

 

10- Secde âyetini mubah vakitte okuyup, namaz kılmak mekruh olan üç vakitte tilavet secdesi yapmak caiz değildir. Secde âyeti mekruh vakitte okunursa, bu vakitte secde etmek caiz diyen âlimler olduğu gibi mekruh diyen âlimler de vardır. Mekruh olmayan vakte tehir edilirse bütün âlimlere uyulmuş olur. (Hindiyye)

 

11- Kur’an-ı kerim okunan yerde bulunduğu halde, işitmeyen kimse, secde etmez.

 

12- Secde âyetini yazan ve heceleyen, secde yapmaz.

 

13- Birkaç kişiden her biri, secde âyetinden birer kelime okusalar, bunu işitenlere tilavet secdesi yapmak gerekmez. Çünkü, secde âyetini bir kişi okuyunca, bunu işitenlerin secde yapması vacip olur.

Çeşitli kimselerin okudukları kelimeler toplanarak, bir kişi bütün âyeti okumuş gibi yapılamaz. Çünkü, Kur’an-ı kerim okumak için, kimse başkası yerine vekil yapılamaz. (Dürr-ül-muhtar)

 

14- Secde âyetinin tercümesini okuyan veya işiten, bunun secde âyeti olduğunu anlarsa, secde yapar.

 

15- Yaptığını anlayacak yaşta olan çocuğun okuması ile, işitenlerin secde etmesi gerekir. Daha küçük yaşta ise gerekmez.

 

16- Ara sıra deliren, deli iken secde âyetini okursa, secde gerekmez. Akıllı iken okursa gerekir.

 

17- Dağdan, çölden ve bir yerden aksedip, yansıyıp geri gelen sedayı işiten ve papağandan veya başka kuştan işiten secde etmez. İnsan sesi olması gerekir. (Dürr-ül-münteka)

 

18- Radyodan işitilen ses, hafızın sesine benzeyen, cansız alet sesidir. Bunun için, fonografta [gramofonda, teypte, radyoda. tv’de ve benzeri vasıtalarda] okunan secde âyeti işiten, tilavet secdesi yapmaz. (Mezahib-i erbea)

 

Elmalılı Hamdi Yazır, Arâf suresinin 204. âyetinin tefsirinde diyor ki:

Kıraet, bir ihtiyari iştir ki, akıllı ve konuşan bir insanın ağzından çıkanı anlamaya ve anlatmaya yönelik bir maksat taşıyan sesli olarak okumak demektir. Akıllı olmayandan ve cansız varlıklardan çıkan seslere kıraet denilemeyeceği gibi, aks-i sadâdan, sesin yankılanmasından meydana gelen şeye de kıraet denilemez. Bunun içindir ki, fakihler bir kıraetin yankılanmasından hasıl olan yankıya kıraet ve tilavet hükmü terettüp etmeyeceğini ve mesela tilavet secdesi lazım gelmeyeceğini beyan etmişlerdir. Bir kitabı sessiz olarak okumaya kıraet denilemeyeceği gibi, çalan veya çınlayan, yankı yapan bir sesi dinlemek de kıraet değildir, bir çınlamayı dinlemektir. Kur’an okuyanın sesini aksettiren gramofondan [teypten] veya radyodan gelen sese de kıraet denilemez. Bunun gibi sesler bir kıraet değil, bir kıraetin yankısı ve yansımasıdır, bunlara dinleme ve susma emrinin hükmü terettüp etmez. (s.2361)

 

19- Kâfirin okuduğunu işiten müslümanların secde etmesi vacip olur.

 

20- İmam-ı Nesefi, Kâfi kitabında buyuruyor ki:

Sıkıntıdan kurtulmak için, Allahü teâlâya kalbinden yalvararak, 14 secde âyetini [ezberden, ayakta] okuyup, her birinden sonra, hemen secde edeni, Allahü teâlâ, o dert ve beladan korur. (Dürr-ül-muhtar, Nur-ül-izah)

 

Son secdeden kalkınca, ayakta ellerini uzatıp, kendinin ve bütün müslümanların dünya ve dinlerine gelen beladan, sıkıntıdan kurtulmaları, korunmaları için dua etmelidir.

 

21- Secde âyeti üç mekruh vakitte okunursa, tilavet secdesini bu vakitlerde yapmak, bir kavle göre caiz ise de, mekruh olmayan vakte tehir etmek evlâdır. (Dürer, Tahtavi)

 

Secde âyetleri hangi surelerdedir?

 

Aşağıdaki surelerdedir. Yanlarında âyet numaraları da belirtilmiştir:

 

Araf 206

Rad 15

 

Nahl 49

İsra 107

 

Meryem 58

Hac 18

 

Furkan 60

Neml 25

 

Secde 15

Sad 24

 

Fussilet 37

Necm 62

 

İnşikak 21

Alak 19

 

 

Yalnız başına namaz kılarken, zammı sure olarak secde âyetini okuyan kimse, hemen rükuya gitse, tilavet secdesini yapmış olur mu?

 

Bir kimse, namaz içinde secde âyeti okuyunca, hemen ayrıca rüku veya bir secde yapıp ayağa kalkar. Okumasına devam eder. Secde âyetini okuduktan iki üç âyet sonra namazın rükuuna eğilirse ve tilavet secdesine niyet ederse, namazın rüku veya secdeleri, tilavet secdesi yerine geçer. Fakat, secde âyetinden sonra üç âyetten fazla okumuşsa, tilavet secdesi, namaz için yapmış olduğu rüku veya secdeler ile kendisinden sakıt olmaz.

 

Bu durumda, namaz içinde, tilavet için ayrıca secde etmesi gerekir. Yalnız başına namaz kılarken, tilavet secdesi, namaz içinde eda edilmezse, artık namaz dışında kaza edilmez. (Halebi)

 

Secde âyetini namaz içinde okuyan kimse, dilerse okuyacağı âyetlerin sayısına bakmaksızın hemen Allahü ekber diyerek tilavet secdesine varır. Tilavet secdesi niyeti ile yalnız rükuya varması da kâfidir. Ondan sonra tekrar ayağa kalkar ve birkaç âyet daha okuyup, namazın rüku ve secdelerini yapar, namazına devam eder.

 

Eğer bir sureyi bitirmiş ise, diğer bir sureden birkaç âyet okur; çünkü tilavet secdesinden kalkar kalkmaz, böyle birkaç âyet okumadan namazın rüku ve secdesine gitmek mekruhtur.

 

Yapılmayan secdelerin kazası nasıl yapılır?

 

Okuduğum ilk secde âyetinin secde-i tilavetini diye niyet edilir.

 

Tilavet secdesi için abdestli olmak şart mıdır?

 

Evet.

 

Secde âyetinin mealini okuyanın, işitenin veya hoparlörden işitenin tilavet secdesi yapması gerekir mi?

 

Kur’an-ı kerimde 14 yerde bulunan secde âyetinden birini okuyan veya işiten, manasını anlamasa da, bir secde yapması vacibdir. Meal okumak uygun değil ise de, mealini okuyan veya işiten, bunun secde âyeti olduğunu anlarsa, tilavet secdesi yapar. Hoparlörden, kasetten, teypten, TV veya radyodan işitenin, secde-i tilavet yapması gerekmez. (M.Erbaa, Elmalı tefsiri)

 

Bir kimse, cünüp veya abdestsiz iken yahut hayzlı ve nifaslı iken secde âyetini dinlese tilavet secdesi gerekir mi?

 

Secde âyetini işiten cünüp veya abdestsiz kimsenin, temizlendikten sonra tilavet secdesi yapması gerekir; fakat hayzlı ile nifaslıya [lohusaya] temizlendikten sonra da tilavet secdesi yapmak gerekmez.

3G'yi kullanırken dikkat!

KONYA (A.A) - Bugün hizmet vermeye başlayacak 3. Nesil Cep Telefonu Haberleşme Sistemi'nin (3G) fiyat tarifelerine göre, özel paketlere abone olmadan cep telefonundan internete girenlerin, 1 GB için faturasında ekstra yaklaşık 100 lirayla karşılaşacağı savunuldu.

Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç, tüketicilerin büyük umutlarla beklediği internet tarifelerinin ''tuzaklarla dolu'' olduğunu savunarak, şunları kaydetti:

''Öncelikle cepten mobil internet ya da dizüstü bilgisayarınızdan internete 3G ile erişmek istiyorsanız mutlaka kullanacağınız limitlere uygun bir paket seçmenizde fayda var. Kontörlü hatlarda internet fiyatları haftalık ve faturalı hatlara göre 5 katı daha pahalı.''

Turkcell'in faturalı hat aboneleri için 1 GB internet paketini 29 lira, Avea'nın 2 GB için 35 lira, Vodafone'un 1 GB için 30 lira fiyat açıkladığını hatırlatan Dinç, her üç operatörün de uzun süreli abone olan tüketicilere bilgisayarlarında kullanmaları için 3G mobil modem hediye ettiğini belirtti.
Dinç, operatörlerin yurt dışındaki uygulamanın aksine sınırsız tarife açıklamadıklarını vurgulayarak, ''Belirlenen kotanın aşılması durumunda GB başına 50 lira limit aşımı ücreti belirlediler. İnternet kullanıcılarının burada çok dikkatli olmaları gerekiyor. Kullanıcıların bilgisayarlarına kota takip programı yüklemeden 3G internet kullanımına geçmemelerini öneriyoruz. Aksi taktirde tüketici, 1 GB'lık pakete abone olup yanlışlıkla iki film indirirse ay sonunda 29 lira yerine adeta bir sinema salonu kapatacak, 400 lira gibi hatırı sayılır bir fatura ödemek zorunda kalabilir'' dedi.

Hayvanlar Alemi Yine Bir Alem

Hayvanlar alemi çok büyük ve geniş bir aile. Kendi içlerindeki dünya bambaşka. Fotoğraf ustaları çok güzel kareler yakalamışlar bu aileden. Kendi içlerindeki hiyerarşi çok önemli zaman zaman insanoğlu hayvanlar alemini inceliyor ve çoğu zamanda hayretler içinde kalıyor. Bu alemden birçok insan çok etkilenmiş (bende buna dahil) çok sonuçlar çıkarılmış, bu alemden çok şeyler öğrenilmiş hatta onları taklit ederek yeni yeni icatlar bile yapılmış.

Hepsi birer tasarım harikası. Yüce yaratıcı onları aynı zamanda o kadar büyük nimetlerle donatmışki hepsinin kendine has birer savunma ve saldırı sistemleri var. Birçok hayvan türü aile şeklinde yaşıyor dayanışmaları birer harika insan bazen şaşırıyor. Resimlerdende bu dediklerim birazcıkda olsa anlaşılıyor galiba...

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection

Naturally Beautiful Photos Collection
Etiket:hayvanlar alemi, hayvan resimleri, kaplan, yavru kaplan, minik, köpek, köpek yavrusu, kuş, kuş fotoğrafları, resimleri, ilginç resimler, ilginç, koşan köpek,uzun tüylü köpek, sincap, sincap resimleri, sincap palamut, kurbağa, yüzen kurbağa, kurbağa resimleri, at, at resimleri, fotoğrafları, bukalemun, uçan sincap, kedi, kedi fotoğrafları, beyaz kedi, leylek, inek, inek fotoğrafları, su içen inek, arı kuşu, baykuş, baykuş resimleri, kartal, kartal fotoğrafları, yarasa, yarasa fotoğrafları, yavru kuşlar, güvercin, güvercin resimleri,

Kadınlar lüks otomobil sever

Otohaber, kadın sürücülere tercih ettikleri otomobil modellerini sordu .
Kadınların otomobil beğenileri her zaman merak konusu olmuştur.
Otohaber Dergisi ilginç bir habere imza attı. Otomobillerin kadınlar üzerinde etkisini araştırdı. Dergi dünyasına yön veren kadın gazetecilere otomobiller ve erkeklerle ilgili sorular sordu. Yanıtlara göre kadınlar erkeklerin otomobillerini kartvizit gibi kullanmasını doğru bulmuyorlar. Otomobiliyle gösteriş yapan erkekleri, sevimsiz buluyorlar. Ancak, birçok kadın gibi dikkat çekici, üstü açık ve lüks otomobillerden etkileniyorlar.

Kadın sürücülerin sayısı 10 yılda katlandı
Yollarda otomobil kullanan kadın sürücülerin sayısı hızla artıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verileri de bunu kanıtlıyor. Son 10 yılda sürücü belgesi bulunan kadınların sayısı yaklaşık 2 kat arttı. 10 yıl önce 1 milyon 665 bin 553 kadın sürücü varken, bu rakam 3 milyon 220 bin 792′ye ulaştı. Türkiye'de 19 milyon 377 bin 790 kişide sürücü belgesi bulunuyor. Sürücü belgesi olanların yüzde 83.4′ü erkekler, yüzde 16.6'sı ise kadınlardan oluşuyor. Buna göre, 16 milyon 156 bin 998 erkek ve 3 milyon 220 bin 792 kadın sürücü en az bir tane sürücü belgesi sahibi olarak trafikte araç kullanıyor. Geçen yıl 18 milyon 422 bin 958 sürücü belgesi bulunan kişi sayısının yüzde 83.7'sini erkekler, yüzde 16.3′ünü kadınlar oluştururken, emniyetin verileri, sürücü belgesi bulunan kadınların sayısındaki artış oranının erkeklerin sayısındaki artış oranından yüksek olduğunu ortaya koyuyor.

Sorular ve yanıtlar şöyle:
Partnerinizin otomobili sizin için ne kadar önemli?
Erkekler otomobilin içinde daha yakışıklı olur sözü sizin için doğru mu?
Sizce hangi tür araç-marka-model-renk seksidir?
İlk defa buluşacağınız kişinin otomobiline dikkat eder misiniz?


İçindekine Baktıran Otolar
Elif Öksüz Cosmopolitan Dergisi Muhabiri:
Benim için çok da önemlidir diyemem. Dürüst olmak gerekirse pahalı, üstü açık, spor bir otomobil kullanmasını istemem. Öte yandan onu bir küçük otomobilin içinde de görmek isteyeceğimi sanmıyorum.

Kısmen katılıyorum. Dikkat çekici bir otomobil içindekine baktırır. Ama ancak erkeğin özellikleriyle paralel gittiği zaman olumlu etki uyandırır.

Bir kadın kullandığı taktirde Porsche Cayenne oldukça seksidir. Öte yandan Maserati de erkeksi ve seksi bir otomobil.

Beni evimden güzel bir otomobille alması hoşuma gider. Ama bu araç bir cabrio veya SUV olmamalı. Kadınlar kullansın. Erkeklere hiç yakışmıyor.


Otomobil Kişiliği Yansıtır
Şeyma Taşkıran Global Enerji Dergisi Muhabiri:
Onun otomobilindeyken kendimi güvende hissetmem benim için önemlidir. Erkek arkadaşım iyi şekilde otomobil kullanmalı.

Yakışıklı olmanın otomobil içinde veya dışında değiştiğini düşünmüyorum. Kendilerini otomobilleri üzerinden ifade etmeye kalkn erkekler oldukça sevimsizler. Kendi duruşları ve davranışlarıyla beğenimi kazanmalılar. Sonuçta kafeye sinemaya otomobille girip oturmuyorsunuz. Otomobille sohbet edemiyorsunuz.

Cabrio ve siyah renkli otomobiller çok hoşuma gidiyor.

Hayır, çok önemsemem. Evet, otomobili insanın kişiliğini yansıtabilir.


Gösteriş Yapan Erkekler
Arzum Uzun Esquire Dergisi Muhabiri:
Benim için çok da önemli değil. Ama otomobil seçimine müdahale edecek olsaydım amaca yönelik pratik bir şehir otomobili kullanmasını isterdim.

Evet, kadınların genel yaklaşımı bu yönde. Fakat ben otomobiliyle gösteriş yapan erkekleri itici bulduğumu söyleyebilirim.

Aston Martin çok zarif bir otomobil. Ama aynı şeyi Bugatti Veyron için söyleyemem. Bence otomobiller zarif çizgilere sahip olmalı.

Pahalı ve gösterişli otomobilleri satın alanların kendilerini onun üzerinden tanımlamak arayışında olduklarına inanıyorum. Dolayısıyla bu tarz otomobil beni etkilemek şöyle dursun, kişi hakkında olumsuz düşüncelere sevk eder.


Dikkat Çekici Olmasın
Tuğçe Baykut Home Art Dergisi Muhabiri:
Çok dikkat çekici bir otomobili olmasını istemiyorum. Çünkü etraftaki gözlerin onun otomobiline ve dolayısıyla onda olması beni rahatsız eder.

Burada, otomobilinin ne olduğu önemli. Benim zevklerimi yansıtan bir otomobil kullanmasını tercih ederim. Bu ortak zevkleri paylaşıyoruz anlamına gelir.

Şu sıralar VW Eos hoşuma gidiyor. Ayrıca Audi, BMW veya Mercedes-Benz'in büyük siyah sedanları da oldukça ilgimi çekiyor.

Herşeyden önce otomobilinin temizliği benim için çok önemlidir. İkinci olarak, o yollarda gördüğümüz modifiye edilmiş, camları filmli, bangır bangır müzik çalan otomobillerden nefret ediyorum. Orijinal ve abartısız olmalı.

29 Temmuz 2009 Çarşamba

Eski cep telefonlarınızı sakın atmayın!

Eski telefonlarınızı  sakın atmayın!

'Cepten' görüntülü konuşmaya 2 gün kala, Ulaştırma Bakanlığı'nın mevcut telefonları çöpe gitmekten kurtaracak proje üzerinde çalıştığı ortaya çıktı.

Cepten' görüntülü konuşmaya bir gün kala, Ulaştırma Bakanlığı'nın mevcut telefonları çöpe gitmekten kurtaracak proje üzerinde çalıştığı ortaya çıktı. Buna göre 8 milyondan fazla cep telefonu, toplama merkezlerinde bakımdan geçirilecek. Ardından düşük vergiyle Uganda, Mısır ve Irak'a ihraç edilecek

İlk etapta görüntülü konuşturamayan 8 milyondan fazla cep telefonu, firmaların toplama merkezlerinde bakımdan geçirilip garanti belgesi düzenlenecek. Ardından düşük vergiyle Uganda, Mısır ve Irak'a ihraç edilecek. Böylece görüntülü konuşturamayan telefonlar çöp yerine ekonomiye 250 milyon dolar olarak dönecek. Türk halkının, cep telefonunu ortalama 1,5 yılda bir değiştirdiğini belirten uzmanlar vatandaşın görüntülü konuşma başladığı andan itibaren kısa süre içinde 3G uyumlu telefonlar alacağı görüşünde. Bu yıl sonuna kadar 10 milyondan fazla telefonun atıl duruma düşeceği kaydediliyor.

Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği Başkanı Murat Dursun 3G hayata

geçtiğinde ikinci nesilde kullanılan cihazların teknik olarak desteklemediği için bu sistemden yararlanmalarının mümkün olmadığını belirtti.

DIŞARIYA SATILACAK

Atıl duruma düşecek cihazların nasılkullanılabileceğine yönelik proje ürettiklerini belirten Dursun, projeye Ulaştırma Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun da olumlu baktığını kaydetti. Dursun'un verdiği bilgiye göre kayıtsız halde yapılan 2. el ticaret kayıtlı hale getirilecek. Bu telefonlarda KDV yüzde 18'den yüzde 1'e indirilecek. Firmalar toplama merkezi gibi organize edilerek bu cihazları toplayıp bakımlarını yaparak garantilendirerek tekrar piyasaya arz edecek. Ardından bu telefonlar Uganda, Mısır ve Irak gibi ülkelere ihraç edilecek.

# Görüntülü konuşma için telefonun her iki yönünde de kamera bulunmalı.

# Tek taraflı, ancak öne çevrilebilen cihazlar da kullanılabilir.

# Telefonda dahili modem cihazı olmalı. Bilgisayar bağlantısı bununla yapılıyor.

# Televizyon yayınlarını alabilmek için ekran çözünürlüğü yüksek ve geniş ekranlı cihazlar tercih edilmeli.

# Tuşlu yerine dokunmatik ekranlı telefonlar daha geniş görüntü sunabiliyor.

250 milyon dolarlık kaynak

Mısır, Uganda ve Irak ile görüşmelerde bulunduklarını kaydeden Dursun, "Oradaki sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yaptığımız görüşmelerde ikinci el cihazları toplayarak ihracatını yapmamızın mümkün olduğunu gördük" diye konuştu. İngiltere ve İspanya'nın ikinci el cihazları toplayarak bu ülkelere sattığını belirten Dursun, "Bizde bunu yapabiliriz. Afrika ülkeleri ticaretimizin her geçen gün geliştiği ülkeler. Hem ülkemiz kazansın hem ticaretimiz gelişsin. Önemli istifadeyi o ülkelere sunmalıyız" dedi. "Ulaştırma Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu projeye olumlu yaklaşıyor" diyen Dursun, atılması gerekli adımın KDV'nin yüzde 18'den yüzde 1'e çekilmesi olduğunu vurguladı.

Bilgisayar satışlarına KDV dopingi...

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), bilişim ürünlerinden alınan katma değer vergisinin (KDV) üç aylık bir süre için yüzde 18'den yüzde 8'e indirilmesi sayesinde bilgisayar satışlarının Nisan-Haziran'da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 55 arttığını açıkladı. TÜBİSAD'dan yapılan yazılı açıklamada IDC verilerine göre masaüstü ve dizüstü bilgisayar satışları 2009 Nisan- Haziran döneminde 850 bin adede yükselerek rekor kırdığı belirtildi. Açıklamaya göre bir yıl önce aynı dönemde bu rakam 545 bin olmuştu. Açıklamada, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Gürsoy, "Bilişim gibi çok stratejik olan bir sektörde yapılan vergi indirimlerinin sektörün tamamını kapsayacak şekilde genişletilmesini ve kalıcı olmasını arzu ediyoruz" dedi.



İngiltere'de kadın polisler camiye başörtüsüyle girecek

Britanya'da kadın polisler, görev esnasında camilere girerken başını örtecek.

Kararın, emniyet gücünün ülkedeki dini toplumların inançlarına saygı gösterme çabaları çerçevesinde alındığı belirtildi. El Arabiya'nın haberine göre, Avon ve Somerset polis teşkilatı, kadın polislerin görev sırasında camilere girebilmesi için iki tür başörtüsü yaptırdı.

Polis gücünün bölümü ve logosunun bulunduğu başörtülerinin üniformalarla aynı renk olduğu kaydedildi. Polis destek gücü için üniformalarıyla uygun mavi, diğer polislerin de üniformalarının rengindeki siyah başörtüsü tasarlandı.

Başörtüsüne ilişkin kararın ülkedeki Müslüman toplumuyla danışmalar neticesinde alındığı belirtildi. Bath İslam Toplumu imamı Reşad Azami, bu girişimi, İngiliz Müslümanlarıyla emniyet gücü arasındaki güveni oluşturmak için doğru bir adım olarak nitelendirerek, karardan memnuniyet duyduğunu belirtti.

Sigara paketlerinde bu görseller kullanılacak


Türkiye'de Ocak 2010'dan itibaren sigara paketlerinin üzerine konulacak fotoğraf ve mesajların gençler üzerindeki etkisini kapsayan araştırmada, gençlerin en çok sigaranın ''cinsel iktidarsızlığa neden olur'' ve ''Hamileyken sigara/tütün içmek bebeğe zararlıdır'' uyarılarını içeren mesajları önemsedikleri ortaya çıktı.
Tütün kullanımını azaltmaya yönelik yasakların ardından sigara paketlerinin üzerine konulacak fotoğrafların, tütün kullanım oranlarını ciddi oranda azaltması öngörülüyor.
İngiltere, Belçika ve Romanya gibi Avrupa ülkelerinin yanı sıra Brezilya, Tayland ve Singapur gibi ülkelerde de uygulanan yöntem, Ocak 2010'dan itibaren Türkiye'de de hayata geçirilecek.
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun (TAPDK) kararı çerçevesinde sigara paketlerinde yazılı uyarıların yanı sıra, AB uygulamaları dikkate alınarak belirlenen 14 fotoğraf da yer alacak. Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı tarafından, sigara paketlerinin üzerine konulacak fotoğraflarla ilgili gençler arasında yapılan araştırmada ilginç sonuçlara ulaşıldı.
HÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Bilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ankara'da 14-18 yaş aralığındaki 494 lise öğrencisi arasında yaptıkları araştırmada, gençlerin en çok sigaranın ''cinsel iktidarsızlığa neden olur'' ve ''Hamileyken sigara/tütün içmek bebeğe zararlıdır'' uyarılarını içeren mesajları önemsediklerinin ortaya çıktığını söyledi.
Öğrencilerden yüzde 70'inden fazlasının, bu iki mesajı ''en etkili mesaj'' olarak nitelendirdiklerini ifade eden Bilir, şunları kaydetti:
'Gençler tarafından 'en az etkili' olarak değerlendirilen mesajlar ise sigarayı bırakma konusunda en yakın sağlık kuruluşundan yardım alınabileceğine işaret eden mesajlar oldu.Fotoğraflar arasında da gençlerin yüzde 90'ı boynunda tümöral bir kitle olan genç bir kişinin resmi ile ağzında yaralar ve çürük dişler olan kişinin fotoğrafını etkili buldu.''

-UYARILAR, DÖNÜŞÜMLÜ OLARAK DEĞİŞTİRİLECEK-

TAPDK tarafından yapılan yeni düzenleme ile sigara ve tütün mamullerinde yazılı uyarıdan sonra fotoğraflı uyarı da yer alacak. Fotoğraf ve yazılardan oluşacak uyarılar, piyasaya arzına izin verilen dumansız tütün mamulleri dışında kalan tüm tütün mamulü paketlerinin geniş ön yüzeyinde, yüzeyin üst seviyesinden kapak açım ya da bandrol bitim noktasından başlamak üzere yerleştirilecek.
Uyarılar, içerdiği metinsel veya görsel bileşenlere hiçbir şekilde müdahale etmeyecek biçimde genişliği 3 milimetreden az ve 4 milimetreden daha büyük olmayacak siyah sınır çizgisi ile çerçevelenecek. Uyarılar, sınır çizgisi ile birlikte toplam yüzeyin en az yüzde 65'ini kaplayacak. En çok görülebilen geniş ön yüzey, önden açılan sert paketlerde paketin açıldığı yüzeyi, yumuşak paketlerde ise en çok görülebilen yüzeylerden herhangi birini ifade edecek. Uyarılarda mavi, kırmızı, sarı ve siyah renkler kullanılacak. Uyarıların metinsel veya görsel bileşenlerinin görünürlüğü, bandrol, pul, fiyat etiketi veya diğer unsurlarca engellenemeyecek. Uyarılar, yer aldığı yüzeyde paketin açılması ile zarar görmeyecek şekilde yerleştirilecek, metinler Türkçe yazılacak.

-14 FOTOĞRAF BELİRLENDİ-

TAPDK'nın belirlediği uyarılarda şu metin ve buna ilişkin fotoğraflar yer alacak:

-Sigara/tütün içenler genç yaşta ölür. (Morgda bir ölünün fotoğrafı)
-Sigara/tütün içmek damarları tıkar, kalp krizine ve felçlere neden olur. (Kalp krizi geçirirken müdahale edilen hasta konulu fotoğraf)
-Sigara/tütün içmek ölümcül akciğer kanserine neden olur. (Sağlıklı ve kanserli bir akciğer fotoğrafı)
-Hamileyken sigara/tütün içmek bebeğe zararlıdır. (Bebek fotoğrafı)
-Çocukları koruyun: Dumanınızı onlara solutmayın. (Maskeli bir çocuk fotoğrafı)
-Sağlık kuruluşları sigarayı/tütünü bırakmada size yardımcı olabilir. (Doktor ve hastasının bulunduğu bir kare fotoğraf)
-Sigara/tütün içmek yüksek derecede bağımlılık yapar, başlamayın. (Sigara bağımlısı)
-Sigarayı/tütünü bırakmak ölümcül kalp ve akciğer hastalıkları riskini azaltır. (efor testinde bir hasta görüntüsü)
-Sigara/tütün içmek ağrılı ve yavaş bir ölüme neden olabilir. (Ölüm döşeğindeki bir hasta)
-Sigarayı/tütünü bırakmak için doktorunuzdan ve size en yakın sağlık ocağından yardım isteyin. (Yardım eli)
-Sigara/tütün içmek kan akışını yavaşlatır ve cinsel iktidarsızlığa neden olur. (Yatakta birbirine küsmüş 2 genç)
-Sigara/tütün içmek cildin erken yaşlanmasına neden olur. (Kırışmış 2 el)
-Sigara/tütün içmek spermlere zarar vererek doğurganlığı azaltır.(Puseti boş kalmış bir kadın)
-Sigara/tütün dumanında benzen, nitrozamin, formaldehit ve hidrojensiyanit gibi kanser yapıcı maddeler bulunur. (Solunum cihazına bağlanmış bir genç) AA
etiketler:sigara,kanser,sigaranın zararları,kanser resimleri,tütün,tütün mamülleri,hamilelik,sağlık,














O şirket (Çilek Grup), başörtülüden özür diledi

Mail mağduru kız: Başörtüme 'bez parçası' denmesi onurumu kırdı
Başörtülü fotoğrafıyla bir organizasyon firmasına iş başvurusunda bulunan Şeyma Engin'e (21) gelen cevap maili, Engin'i şoke etti. Engin'i sadece başörtüsü takıyor diye din üzerinden siyaset yapmakla suçlayan ve şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Emir Onur Çilek imzalı mailde, Engin'e Fatih bölgesinden iş arama tavsiyesinde bulunuldu. Konuyla ilgili internet sitelerine bir açıklama koyan Çilek Grup yetkilileri ise, söz konusu mailin işten çıkardıkları bir personel tarafından bilgileri dışında gönderildiğini savundu. Mail mağduru Şeyma Engin ise konuyu mahkemeye taşıyacağını söyledi.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Mimari Restorasyon Bölümü'nden bu yıl mezun olan Şeyma Engin iş aramaya başladı. Bu başvurulardan birini de Çilek Grup adıyla faaliyet gösteren bir organizasyon şirketine yaptı. Kendisinin başörtülü fotoğraflı bir özgeçmişini iş yerine maille gönderen Engin, iş yerinden bir mail aldı. Hakaret içeren mailde başörtüsünden "Bez parçası" diye bahsedilmesi dikkat çekti. Söz konusu mailde genç kızı din üzerinden siyaset yapmakla suçlayan kişi, din sömürüsü yapan kişileri bünyelerinde çalıştırmadığını ifade etti. Engin'in kendi iş yerinde asla çalışamayacağını söyleyen kişi, genç kıza Fatih'te iş araması konusunda da tavsiyede bulundu.

Engin'e "info@cilekgrup.com" adresinden gönderilen mailin tam metni ise şöyle;

Şeyma Hanım;

Başvurunuzu inceledik. Üzgünüz.

Laik Atatürk Türkiye'sinde yaşayan, cumhuriyet çocukları ve muhafızlarından oluşan bir kurum olarak sizin gibi başörtüsü, türban, tesettür şeklindeki bez parçalarını dini inançlar ile hiçbir bağlantısı olmamasına rağmen bu şekilde gösteren, tamamen siyasi amaç güden, din üzerinden ticaret, din üzerinden siyaset yaparak din sömürüsü yapan insanları bünyemizde barındırmıyoruz.

Unutmayınız; Demokrasi gericiliğin önünü açmak değildir.

İş arayışınızda başarılar.

Fatih bölgesini denemenizi şiddetle tavsiye ederiz.

İyi Çalışmalar.. Emir Onur Çilek Çilek Grup (info@cilekgrup.com) Gönderme tarihi: 22 Temmuz 2009 Çarşamba 19:24:35

"MAİL ONURUMU KIRDI"

Dini inançları için başörtüsü taktığını ve gelen mailde başörtüsünün "Bez parçası" olarak tanımlanması nedeniyle onurunun kırıldığını ifade eden Şeyma Engin, olayı şöyle anlattı: "Okulumu bu sene bitirdiğim için birçok yere iş başvurumu gönderdim. Bu iş yerinin de 'yetiştirmek üzere bir personel arıyoruz' şeklinde bir ilanı vardı. Buraya sadece CV'mi gönderdim. 4 gün sonra maillerime baktığımda ise şok oldum. Daha önceden de böyle şeylerin olduğunu biliyordum. Ancak, yüzyüze ilk defa bu olayla karşılaşıyordum. Resmen ayrımcılıktı. Tesettürümden dolayı bana yapılan bir ayrımcılıktı. Mailde başörtümün bir bez parçası olduğu, başörtümle iş bulamayacağımı ve sonunda da Fatih'te iş aramam gerektiği ifade ediliyordu." dedi.

Bundan sonraki süreçte dava açmayı planladığını belirten Engin, 'mailden sonra bu iş yeriyle görüştünüz mü?' sorusuna ise, "İş yeriyle görüşmedim. Sadece kendilerine hukuk yoluyla görüşürüz maili attım. Özür olarak az önce gelen bir mail var. Maili kendisinin değil işten çıkartılan bir kişinin attığını söylemiş. Yarın mahkemeye gitmeyi düşünüyoruz. Bundan sonraki sürece yargı karar verecek" şeklinde konuştu.

Bu arada olayın internet sitelerine yansımasının ardından Engin'e özür maili atan söz konusu firma ise konuyla ilgili internet sitesinden bir açıklama yaptı. Söz konusu mailin işten çıkardıkları bir personel tarafından 'şirketi yıpratma' amacıyla yapıldığı savunulan açıklamada, "Lakin iddia edilen e-postanın atıldığı adres zan altında bırakılmak istenen yönetim kurulu başkanımızın e-posta adresi değil, şirketin web sitesinin genel e-posta hesabıdır. Eski bir çalışanımız tarafından düzenlenen bu gerçek dışı, suni, düzmece yıpratma girişimiyle ilgili olarak gerekli yasal sürecin başlatıldığını duyururuz. Ayrıca iş başvurusunda adı geçen Şeyma Engin isimli şahıs yönetim kurulu başkanımız Emir Onur Çilek tarafından bizzat aranmış ve kendisine durum izah edilerek özür dilenmiştir." ifadeleri yer aldı.

Şirket bünyelerinde 2 başörtülü çalışan bulunduğu belirtilen açıklamada ayrıca, "Ne bireysel ne kurumsal anlamda hiçbir kapalı/açık yada inanç ayrımı yapmamıza ve bu tutumumuz ve duruşumuzun ofisimize gelen müşterilerimiz tarafından da bilinmesine rağmen bu tarz bir zan altında bırakılmak ve bu tip yıpratma politikası ve iftiraya uğramak çok vahim ve trajikomiktir." ifadeleri de yer aldı.

İş arayan başörtülüye şok cevap

Mahalle baskısı tartışmaları sürerken, iş başvurusunda bulunan başörtülü bir bayana verilen cevap psikolojik baskının ve dışlanmanın boyutlarını gözler önüne seriyor...
Başörtüsü ile iş arayan bir genç kız ağza alınmayacak hakaretlere maruz kaldı. Amacı sadece bir iş bulmak olan Şeyma Engin bu doğrultuda iş başvurularında bulundu.

bu başvurulardan biri de Çilek Grup adıyla faaliyet gösteren bir organizasyon şirketi oldu. Çilek Grup adı altında Çilek Organizasyon, Çilek Müzik & Menajerlik, Çilek Ajans & Casting ve Çilek Reklam şirketlerini tek bir şemsiye altında toplayan Çilek Grup'tan gelen cevap ise toplumsal ayrımcılığın boyutlarını göstermesi açısından manidardı.

Şirketten gelen mail Şeyma Engin'i şok etti. Laiklik ve çağdaşlıktan dem vuran mail sahibi Emir Onur Çilek iş başvurusu yapan genç bayana ağaza alınmayacak hakaretlerde bulundu.

Genç kızın başındaki örtüye "Bez parçası" diye hakaret eden Çilek, iş başvurusu yapan bayana ise nerelerde iş bulması gerektiğini bile söyledi. Gelen mailde başörtülü bayana "Fatih Bölgesi'nde iş bulmalısınız" önerilerinde bulunan Çilek'in hakaretleri bununlada sınırlı kalmadı.

Karşısındaki bayanı 'Din üzerinden ticaret yapmak' ile suçlayan iş veren, din sömürüsü yapanları bünyelerinde barındıramayacaklarını mailde yazdı. Ancak Emir Onur Çilek'in iş başvurusu yapan bayanla bir kez dahi görüşmediği ortaya çıktı.

İŞTE GENÇ KIZA GÖNDERİLEN O ŞOK MAİL



İşe alınmayan o başörtülü konuştu

O işyeri sahibinin düşüncelerini bilerek mi başvurdunuz?

Ben yeni mezun bir bayanım. Devamlı Googele'dan iş başvuruları yapıyorum. Ben mimari-restorasyon mezunuyum. İnternetten devamlı mimarlık bürolarına giriyorum. Bana o hakareti yapan şirketin şöyle bir duyuruları vardı; " Yeni mezunları alıp yetiştiriyoruz." Bende bu bilgi yazısına bakıp başvurdum. Ben o kurumun görüşlerini bilmiyordum. Birde ben onlara sadece CV yolladım. Ben bu CV'yi birçok şirkete yolladım. Böyle bir cevapla ilk defa karşılaşıyorum.

Maili açınca neler hissettiniz?

Ben maili açınca, "Başvurunuzu inceledik. Üzgünüz." yazısını gördüm. Ama aşağı indikçe hakaretler başladı. Başörtüme bez parçası. Yok efendim git sen Fatih'te iş bul. Bir anda şok oldum. Ağlamaya başladım. Düşündüm böyle bir mail atmaya nasıl cesaret ettiler. 2009 Türkiye'sinde hala böyle insanlar var mı dedim. Kendi kendime.

Şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Bu mail bana özgüven getirdi. Ben bu işi daha fazla istiyorum. Ve iş arayacağım. Bunu eskisinden daha çok istiyorum. Ben o kuruma tekrar mesaj attım. Mesajda onlara, "Teşekkür ederim. Beni dinime ve işime daha da bağladınız" dedim.

Şimdi ne yapacaksınız?

Ben yeni mezun bir bayanım. Mimari çizimler yapıyorum. Bilgisayarda tasarımlar yapıyorum. Ben bu mesleği yapacağım. Şimdi kriz olmasından dolayı bazı işverenler geri çeviriyor. Ancak bu süreç geçecek. Şunu söylemek isterim bir çok yere başvurdum hakaret içerikli başka bir mail gelmedi.
8sutun.com
http://www.risalehaber.com/news_detail.php?id=59523

Kısa Kısa Yeni Moda! Son Moda Ayakkabı Modelleri

Moda baş döndürücü hızıyla değişmeye devam ediyor. Sezon içinde yeni sezon yaşıyoruz. Mevsim şartlarına göre yenilikler hayatımıza giriyor. Kısa kısa yeni modayla trendi parçaları mercek altına alıyoruz.
Kısa Yelek
Erkeklerin dünyasından kıyafetleri kendi tarafımıza çekmeye devam ediyoruz. Önce pantolon onlarındı şimdi bizim! Yeni gözdemiz ise kısa yelekler. Erkekler sadece takım elbisenin altına giyerlerdi biz her kıyafetle birlikte kullanabiliyoruz.
Yeni sezonda kısa yelekler çok moda. Elbiseler, dar paçalı beyaz kotlar, mini şortlar ve eteklerle giymek için ideal. Yelek kullanırken dikkat etmeniz gereken noktalar ise şöyle,
Yeleği direk teninize değil içine bir tişört giyerek kullanın. Bu tür giyim tarzı istemediğiniz şekilde tüm gözlerin üzerinizde toplanmasına neden olur.Gömlek üstü yelek kullanmayı seviyorsanız etek boyu uzun son sezonun modası boy friend gömleklerle kombinleyin. Kollarını dirseklere kadar kıvırıp trendi bir görünüm sergileyin.
Kot Ceket
Yeni sezonun en rahat ve en şık kıyafeti nedir diye sorsalar cevabım kesinlikle “maxi elbise” olur. Bileklere kadar uzanan, doğru desenler seçildiğinde daha uzun ve ince gösteren maxi elbiselerin vazgeçilmez tamamlayıcısı ise kot ceketler oldu.
Akşam üzeri hava serinlediğinde bolero yerine kot ceket tercih ediliyor. Uzun ve bol ceketler yerine kısa ve dar modelleri kullanmak daha trendi olmanızı sağlıyor.
Kafes Ayakkabılar
Gladyatör ayakkabılar yeni sezonu hakimiyet altına aldı derken kafes ayakkabılar ortaya çıktı. Hem yüksek topuklu hem de düz tabanlı kafes ayakkabılar kesinlikle çok seksi!
Mini elbiseler, kısa şortlar ve eteklerle giymek için en iddialı ve en trendi ayakkabı modeli. Dize kadar bağlanan ayakkabıları giymek istiyorsanız mutlaka mini bir kıyafetle kombinleyin.

Son Moda Ayakkabı Modelleri

Ayakkabı Modelleri

Siyah rengin ağırlıklı olarak kullanıldığı ayakkabıların dışında renkli modeller de yazın ışıltısını yansıtıyor. Morlar, pembeler ve sarılar kendinize özgü bir tarz yaratmanıza olanak sağlıyor. Elbette ki her kıyafetle uyumlu siyah ayakkabılar moda dünyasında hakimiyetini koruyor.

Ayakkabı Modelleri

Ayakkabı Modelleri

Ayakkabı Modelleri

Ayakkabı Modelleri

Ayakkabı Modelleri

Ayakkabı Modelleri
Ayakkabı Modelleri
Ayakkabı Modelleri
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Blog Arşivi