Bu Site Sizin Sizde Yazınızı Gönderin

Evet bu siteye sizlerde yazılarınızı gönderebileceksiniz. Yapmanız gereken içerisinde link ve reklam olmayan yazılarınızı haberdaim@gmail.com adresine mail olarak göndermek.
Hepsi bu kadar. İyi Paylaşımlar
Dikkat edilmesi gerekenler;
Siteye cinsel içerikli, reklam içerikli paylaşımlarda bulunmak yasaktır.

16 Haziran 2009 Salı

PEYGAMBERİMİZİN (sav) VEFATI

Peygamberimizin (sav) Vefatı

Cebrail aleyhisselâm Peygamber efendimize her sene o zamana kadar nazil olan âyetleri okumak üzere de bir kere gelirdi. Vefat edeceği sene iki kere gelip Kur'ân-ı kerîmi iki defa baştan sona okudu.

Peygamberimiz aleyhisselâm vefatından önce Humma hastalığına tutuldu. Bu hastalık 13 gün sürdü. Bu müddetin son 8 gününü Hazreti Âise'nin odasında geçirdi. Hastalığının ilk günlerinde ve ateşi düştüğü sıralarda mescide çıkıp Esbabına namaz kıldırıyordu.

Resûl-i Ekrem vefat edeceği sırada Hazreti Ali'ye, Hazreti Âişe'ye vasiyyette ve nasihatta bulundu. Bu sırada ağlayıp göz yaşı döken Hazreti Fatima'ya (Kızım bir miktar sabreyle, ağlama. Zira Hamele-i Arş (melekler) senin ağlaman üzerine ağlaşırlar.) buyurdu. Hazreti Fatıma'nın göz yaşını sildi. Teselli verip Allahü teâlâdan sabır vermesini diledi ve (Ey kızım, benim ruhum kabz olacak. (Innâ lillahi ve innâ ileyhi râci'ûn) diyesin. Ey Fatıma gelen her musibete bir karşılık verilir) buyurdu. Bir müddet mübarek gözlerini kapayıp sonra (Bundan sonra babana üzüntü ve keder, tasa olmaz. Zira fâni âlemden ve mihnet yerinden kurtuluyor) buyurdu. Sonra hanımlarına nasihat buyurdu. Sonra torunları Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin'i yanına alıp, onlara şefkatle bakarak alınlarından öptü.

Rebi'ülevvel ayının onikisinde Pazartesi günü öğleden evvel Cebrail aleyhisselâm gelip (Yâ Resûlallah, Cennetleri süslediler, Huri ve Rıdvan donandı. Allahü teâlâ sana hiç kimseye verilmeyen çok şeyler ihsan etti. Kevser Havzı, Makam-ı Mahmud ve Şefâat-i Ümmet verdi. Kıyamet günü sen razı oluncaya kadar ümmetini bağışlar. Yâ Resûlallah Melek-ül Mevt kapıda beklemektedir, içeri girmeğe izin ister. Şimdiye kadar kimseden izin istememiştir. Bundan sonra da istemez.) dedi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz izin verdi. Azrail aleyhisselâm içeri girip selâm verdi ve sonra, (Yâ Resûlallah Allahü teâlâ beni senin huzuruna gönderdi. Senin emrinden dışarı çıkmamamı buyurdu. Dilersen şerefli ruhunu kabz edip ulvî âleme yükselteyim, yoksa dönüp gideyim) dedi. Cebrail aleyhisselâm: (Ey Habibullah, Allahü teâlâ sana müştakdır) dedi. Sonra selâm verip veda ederken (Ey Muhammed, Ey Ahmed, bundan sonra vahiy için bir daha gelmem ve Hak teâlânın haberini yer yüzüne getirmem. Benim maksudum ve matlubum sen idin yâ Resûlallah.) dedi. Bundan sonra Peygamber Efendimizin, (Ey kardeşim Azrail, vazifeni yap!) buyurması üzerine, mübarek ruhunu kabz etti. Böylece Resûl-i Ekrem Efendimiz Hicretin onbirinci yılında (milâdî 632) Rebi'ülevvel ayının 12'sinde Pazartesi günü öğleden evvel vefat etti. Vefat ettiğinde Kamerî seneye göre 63, Şemsî seneye göre 61 yaşında idi.

Eshab-ı kiram, Resûlullahın vefatı üzerine pek çok üzülüp gözyaşı döktüler. Çoğunun dili tutulup bir müddet konuşamaz oldular. Hazreti Ebû Bekir Resûlullahın yanına girip mübarek yüzünden örtüyü kaldırarak mübarek alnından öptü. Sonra başını kaldırıp, mübarek alnından tekrar öpüp, (Ah Safî) dedi. Bir daha öpüp (Ah dost) dedi. Sonra mübarek pazusunu öpüp ağladı. (Anam babam sana feda olsun! dirin ve ölün tayyib, temiz ve ne güzeldir!) dedi. Ve (Eğer ihtiyarımız elimizde olsaydı canlarımızı yoluna feda ederdik. Eğer sen bizi men etmeseydin, gözlerimizden pınarları akıtırdık. Salâtü selâm okuyup, (Yâ Resûlullah bizi Rabbinin katında hatırla) dedi.

Eshâb-ı kiram grup grup odaya girip cenaze namazı kıldılar. Salıyı Çarşamba'ya bağlayan gece (Çarşamba gecesi) yarısı mübarek ruhu alındığı yerde defn olundu. Mübarek cesedini kabre Hazreti Ali, Fadl, Üsâme ve Abdurrahman bin Avf indirdi. Kıyamet günü kabirden en önce O kalkacaktır. En önce O şefaat edecektir. En önce O'nun şefaati kabul olunacaktır. Cennet kapısını önce O çalacaktır.

Resûl-i Ekrem efendimizin vefatı üzerine bütün Müslümanların kalbleri yandı, çok üzüldüler. Peygamberimiz aleyhisselâm bizim bilmediğimiz bir hayat ile, şimdi kabrinde hayattadır. Cesed-i şerifi asla çürümez. Kabrinde bir melek durup, ümmetinin söyledikleri salavâtı kendisine haber verir. Mimberi ile kabr-i şerifi arası Cennet bahçesi gibi kıymetlidir. www.merakkitap.com

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Blog Arşivi