Bu Site Sizin Sizde Yazınızı Gönderin

Evet bu siteye sizlerde yazılarınızı gönderebileceksiniz. Yapmanız gereken içerisinde link ve reklam olmayan yazılarınızı haberdaim@gmail.com adresine mail olarak göndermek.
Hepsi bu kadar. İyi Paylaşımlar
Dikkat edilmesi gerekenler;
Siteye cinsel içerikli, reklam içerikli paylaşımlarda bulunmak yasaktır.

3 Haziran 2009 Çarşamba

Prostat Kanseri ve Bitkisel Çözümler

PROSTAT KANSERI VE RISK FAKTÖRLERI

BXP53024Prostat organı her erkekte bulunan, mesane çıkımında yerleşmiş , idrarın içerisinden geçerek atıldığı bir organdır. Prostat organı işlev olarak meniye bazı maddeler salgılayan bir bez dokudur.

Prostat kanseri akciğer ,barsak ve mesane kanserinden sonra en sık görülen kanser türüdür.Ancak erkeklerde akciğer kanserinden sonra ölüme neden olan en sık ikinci kanserdir. Son yıllarda erken tanı testlerinin yaygın olarak kullanmasıyla birlikte teşhis edilebilen vakaların artması sonucu prostat kanserinin görülme sıklığında bir artış bunun yanı sıra tedavi yöntemlerindeki gelişmeler ve erken teşhisin verdiği avantajlar ile bu hastalığın ölümcül sonuçlarında azalma görülmektedir. Prostat kanseri için risk faktörleri mevcuttur.
Ailesel yatkınlık: Birinci dereceden akrabalarında (baba, kardeş, dayı, amca) prostat kanseri bulunan kimselerin bu kansere yakalanma riskleri normal nüfusa gore iki kat daha fazladır
Hormonlar :Erkeklik hormonlarının prostat kanserinde önemli rollerinin olduğu bilinmekte, ilerlemiş evredeki prostat kanserinin tedavi seçenekleri arasında androjen yapımının azaltılması ve bundan fayda görülmesi bunun kanıtıdır.
Beslenme : Uzun yıllardır fazla oranda katı yağ tüketiminin prostat kanseri gelişiminde bir risk faktörü olduğu düşünülmektedir. Domates,kırmızı biber ve karpuz gibi besinlerin yapılarında yüksek oranda bulunan likopen prostat kanseri riskinin azalmasına yol açan bir antioksidan olduğu son yıllarda bldirilmiştir.
Cinsel aktivite :Seksüel aktvitenin direkt olarak prostat kanserinde rolu yoktur ancak kadınlardaki serviks (rahim ağzı) kanserinin nedenlerinden biri olan enfeksiyoz ajanların prostatı da etkileyerek prostat kanserine yol aça bilecekleri ileri sürülmüştür.
Sigara ve alkol :Sigaranın ve alkolün rolü tam olarak kanıtlanmış değildir ancak genel tıbbi prensipler çerçevesinde tüketimi önerilmemektedir.
Prostatın iyi huylu büyümesi :İyi huylu büyümesi (BPH) ile prostat kanseri arasında bir direkt bir ilişki saptanmamıştır. İki hastalığın aynı şahısta bir arada bulunabileceği de akılda tutulmalıdır.İyi huylu prostat büyümesi olan hastanın mutlaka prostat kanseri açısından incelenmesi gerekmektedir. Prostat bezinin bazı hastalıklarının ( örneğin PIN, Prostatik intraepiteliyal neoplazi) sonraki dönemlerde prostat
kanserine dönüşebildiği bilinmektedir.
Prostat kanseri klinik olarak dokunun idrar yolları ve idrar kesesine doğru büyümesine bağlı olarak idrara başlamada güçlük,idrar akım gücünde zayıflama ,idrarda akımında kesiklik, idrar yapmada güçlük,sık idrara çıkma , ani sıkışma hissi ve bazen idrar kaçırma gibi yakınmalarla kendisini gösterebilir. prostat kanserli hastaların tamamında prostat dokusu çok büyüme göstermediği için bu bulguların hiç birisi olmadan da prostat kanseri gelişebilir.İdrar bulgusu olan hastalarda ileri dönemlerde ise böbreklerden idrar boşaltımının engellenmesiyle böbrek yetmezliği bulgularıyla bile kendini gösterebilir.
Prostat kanseri çevre dokulara yayıldığında hematospermi ( meninin kanlı gelmesi), iktidarsızlık ,kabızlık,karın ağrısı ve rektal kanama gibi yakınmalarla
kendisini gösterebilir.Prostat kanseri uzak organlar olarak en sık bölgesel lenf düğümlerine ve kemik dokulara yayılabilir ve iskelet sistemi ağrıları, kemik kırıklarına ve anemiye sebep olabilir.
Prostat kanseri sinsi bir hastalık olduğunu için her kanserde olduğu gibi buradada erken teşhisin önemi büyüktür.Hiçbir şikayet olmasa dahi 50 yaşın tüm üstündeki erkekler ve ailesel risk grubu olan 40 yaş üstündeki erkeklerin senede bir kez prostat kanseri açısından taranmaları ile hastalığın erken teşhisine katkı sağlanması gerekmektedir.Taramada hastalara parmakla rektal muayene, kanda PSA (prostatspesifik antijen) düzeyi ,nadiren şupheli
durumlarda hastalara rektal ultrasonografi uygulanabilir.

PROSTAT KANSERINDE TEŞHIS, TEDAVI VE KORUNMA

Teşhis
Prostat kanserine yakalanan hastanın hiçbir şikayeti olmayabilir.İlerlemiş prostat kanseri dışında prostat kanserine ait belirgin bir şikayet ve bulgu yoktur. Bu durum prostat kanserinde tarama uyguylamasını önemli hale getirmaktedir.İdrar yolunda herhangi bir şikayeti olsun veya olmasın ailesinde prostat kanseri olan 45 olmayan 50 yaş ve üzeri erkek ( hatta bazı kaynaklar bunu daha önceye çekmeyi önermektedir) hastalar yılda birkez üroloji uzmanı tarafından prostat kanseri taramasında geçirilmelidir.Tarama sırasında yapılacak değerlendirmeler arasında idrar tahlili, PSA denilen prostat ait ve özellikle prostat kansrinde yükselen enzim ve parmakla prostat muayenesidir.İdrar yolu enfeksiyonu ve idrar yoluna yapılan müdehaleler PSA tetkikinde yanıltıcı yükselmeler yapabilir. Bu konuyu üroloji uzmanı dikkate alıp değerlendirmeyi yapar. PSA yüksekliği veya parmakla muayenede anormal sertlik, nodül gibi bulguların bulunması prostat biopsisi gerektirmektedir. TRUS-bx denilen işlem ultrasonografi eşliğinde prostattan biopsi alma işlemidir.Prostat kanserinde kesin tanı biopsi ile konulmaktadır.Prostat kanserinde yayılım derecesini saptamak amacıyla MR (manyetik resonans ) ve kemik sintigrafisi gibi tetkiklerden yararlanılabilmektedir.
Tedavi
Tedaviyi belirlemek için hastalığın derecesini, yayılma alanının bilmemiz gerekmektedir. İki durum mevcuttur. Birincisi mevcut kanserin prostat organında sınırlı olduğu kanser durum, ikincisi kanser hücrelerinin komşu veya uzak organlara sıklıkla da kemiklere yayılımı durumudur.
Prostata sınırlı kanserlerinin tedavi seçeneklerinden nadir başvurulanı hastaya hiç bir şey yapmaksızın izlem veya bekle gör politikasıdır.Beklenen yaşam süresi 10 yılın altında olan hastalar veya elde edilen PSA, biopsi bulguları ile klinik açıdan önemsiz prostat hastalığı olarak kabul edilen hastalar öncelikle izleme alınırlar .
Güncel tedavide prostat kanserinin organa olduğu, hastanın yaşam kalitesinin iyi olduğu hallerde en uygun ve en etkili tedavi radikal prostatektomi ameliyatı denen prostat ve çevre ek dokularının tümü ile birlikte alındığı ameliyat şeklidir.Hastalar bu operasyon ile prostat kanserinden tamamen kurtulabilme şansına yüksek olasılıkla sahip olabilmektedir. Bu ameliyata bağlı ameliyat komplikasyonları günümüzde sinir koruyucu girişimler ve laparaskopik radikal prostatektomi ile minimum düzeylere indirilmiştir.
Radyoterapi tedavisi olarak kullanıma başlanılan Brakiterapi ise prostata sınırlı kanserde diğer tedavi seçeneklerinden birisidir.Prostat dokusunun içine ya da yakınına yerleştirilen ışın yayan çekirdekler sayesinde kanserli hücrelerden kurtulma tedavisidir. Bu girişimin kendine özgü olarak komplikasyon oranları daha düşüktür ve hastanın hayat kalitesi az oranda bozulmaktadır. Uygun hastalarda uygulanması gereklidir.
Organ dışına taşmış prostat kanseri hastalarında tedavinin ana prensibi erkeklik hormonu olan androjenleri baskılamaktır.Androjenler genelde iyi huylu prostat dokusu ve de prostat kanserinin en önemli büyüme faktörüdür. Bu nedenle prostat kanserlerinde androjenlerin etkilerini azaltmak veya ortadan kaldırmak için ilaç veya cerrahi yöntemlerden faydalanılır.
Korunma
Prostat kanserinden korunmak için belirgin bir koruyucu yöntem bulunmamaktadır. Erkeklik hormonu karşıtı ilaçlar prostat kanserinde tedavi edici ajan olarak kullanılmaktadırlar, fakat yan etkileri korunmada uygulanmaya engel oluşturmaktadır. D,E vitaminleri ve domatesteki likopenin koruyucu etkileri ise tartışmalıdır.
Üzerinde durulması gereken en önemli nokta belli bir yaşın üzerindeki her erkeğin yılda bir kez yapılacak rutin prostat kontrolleri ile bu hastalığın erken dönemde tanısını sağlamak ve bu sayede en uygun bir tedavi planını yaparak, hastaların çoğunda kanserli dokudan tümüyle kurtulabilmek olacaktır.

PROSTAT İÇIN NASIL BESLENILMELI ?

meyve-sepeti-1Prostat İçin Nasıl Beslenilmeli ? Prostat kanseri erkeklerde en çok görülen ikinci kanser türüdür, her yıl yaklaşık 780 bin erkeğe tanı konulmaktadır. Peki nasıl beslenilmeli?

Amerika Kanser Derneği'ne göre bu altıncı en öldürücü kanser çeşidi ve senede yaklaşık 250 bin erkeğin ölümüne neden oluyor.

Araştırmacılar yıllardır prostat kanserinin nedenini araştırmakta. Amerikalı araştırmacıların yayınladığı yeni çalışmalara göre, basit kan testlerinin kullanılması, potansiyel olarak ölümcül prostat kanseri için yüksek risk altındaki erkeklerin teşhis edilmesine yardımcı oluyor.
Teşhis konulan erkekler, var olan ilaçlarla kolayca tedavi edilebiliyor. Bu ilaçlar kan dolaşımındaki kalsiyum seviyelerini azaltmaya yardımcı olabiliyor.

Hayvansal gıdayı azaltıp bol taze sebze tüketin
Mümkün oldukça taze ve organik yiyecekler yiyin.
Günlük beslenmenize greyfurt ekleyin (Ancak kan sulandırıcı ilaç kullanı-yorsanız önce beslenme uzmanı ile görüşün).
Düzenli olarak bakliyat tüketin.

Her gün taze sebze yiyin, özellikle kök ailesi sebzelerinden (brokoli, karnabahar, lahana, kara lahana, Brüksel lahanası, pancar vs). Günde dört porsiyon sebze yiyen erkeklerin prostat kanseri olma riski, günde iki porsiyondan az yiyen erkeklerin neredeyse yarısı.
Hayvansal gıda tüketiminizi, özellikle hayvansal yağ, süt ürünleri ve kırmızı et tüketiminizi azaltın.

Beslenmenize avokado, yeşil çay, pancar ekleyin.
Sıklıkla domates ürünleri tüketin.
Tam tahıllı pirinç, makarna, ekmek ve kepekli kraker yiyin (haftada birkaç kez pirinç, makarna gibi tam tahılları domates sosu, zeytinyağı, sarımsak, soğan, baharat ve tofuyla birlikte yiyin).
Gerekli yağlar, selenyum, çinko, E vitamini, besinsel lif ve fitosterol için düzenli olarak kabuklu yemiş ve tohum yiyin, özellikle keten tohumu tercih edin.

Tatlı olarak taze veya kurutulmuş meyve yiyin.
Eğer et yerseniz kırmızı et yerine balık ve tavuk yiyin.
Her gün baharat kullanın, özellikle biberiye, zencefil, sarımsak, zerdeçal, fesleğen, adaçayı, kekik, köri baharatı.
Taze zencefil, havuç, greyfurt ve pancarın taze olarak suyunu sıkıp günlük 1 bardak için. Brokoli ve domates suyu da eklenebilir.
Gerekli durumda tercih olarak en fazla iki kadeh kırmızı şarap için.

Kandaki yüksek kalsiyum seviyesi prostat kanseri için risk

Amerika Ulusal Sağlık ve Beslenme Enstitüsü tarafından (NHANES) 2 bin 814 erkek üzerinde yapılan bir çalışmada yüksek kan kalsiyum seviyesi ile prostat kanseri arasındaki direkt bağlantıyı ortaya çıkarmak için inceleme yapılmış. İncelemeler sonucunda kandaki kalsiyum seviyesi en yüksek olanların daha az olanlara göre daha fazla risk taşıdığı bildirilmiştir.

Aile öyküsü önemli
Ancak yüksek kalsiyum seviyesi ve prostat kanseri gelişme riski, ailenin kalıtsal geçmişiyle oldukça ilintilidir.
Bu araştırma süresince toplamda 85 prostat kanseri vakası ve 25 prostat kanserinden ölüm meydana gelmiş, araştırmaya katılanlar tarafından verilen kan örnekleri ise ortalama olarak kanserin ortaya çıkışından yaklaşık 10 sene kadar önce verilmiş. Bu da demek oluyor ki ailesinde prostat kanseri öyküsü olanlar çok erken yaşta takibe alınmalı.

Çalışmanın yürütücülerinden olan Wake Forest Üniversitesi'nden Gary Schwartze, "Eğer gerçekten serumdaki kalsiyumun yüksek olması kişiye prostat kanseri için risk yaratıyorsa, bu çok iyi bir haber. Çünkü serumdaki kalsiyum seviyesi değiştirilebilir" diyor.

Prostat kanseri riskini artıran; kalsiyum kan seviyesi mi yoksa vücuttaki kalsiyum seviyesi mi?

Prostat kanseri riskini artıranın gerçek kalsiyum kan seviyelerinin mi yoksa vücuttaki kalsiyum seviyesini normal seviyede tutma işlevini gösteren paratroid hormon seviyelerinin mi olduğu net değil. Kandaki yüksek kalsiyum için tedavi olan kişiler genellikle kronik böbrek yetmezliği olan kişilerdir ve bu da D vitamini seviyelerini beraberinde getirir. Düşük D vitamini seviyeleri de paratroid hormon seviyelerini yükseltmektedir.

Wisconsin Üniversitesi'nden Halcyon Skinner adlı başka bir araştırmacı da, günlük diyetteki kalsiyumla kandaki kalsiyum seviyesi arasında çok düşük bir ilişki olduğunu söylüyor.
Buna rağmen, prostat kanseri için yüksek risk altında bulunan erkeklerin yüksek kalsiyum içeren yiyeceklerden az yemelerinin avantaj sağlamadığı vurgulanıyor.

BALIK YAĞI PROSTATI ÖNLÜYOR MU?

balık yağıAmerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir araştırma, balık yağı tüketiminin erkeklerde en sık rastlanan kanser türü olan prostat kanserini büyük ölçüde engellediğini ortaya çıkardı.

US News and World Report dergisinin haberine göre, San Francisco'daki California Üniversitesi bilim adamları, yüksek miktarda omega-3 asiti alan kişilerde prostat kanseri riskinin yüzde 60′a yakın azaldığını tespit etti. Omega-3 asidi somon, ringa ve orkinos gibi balıklarda yüksek miktarda bulunuyor. Araştırma aynı zamanda, omega-3 yağ asidinin, prostat kanseri geninin etkisini de tersine çevirdiğini ortaya koydu.

Araştırma çerçevesinde prostat kanseri rastlanan 466 erkek hasta ile 478 sağlıklı erkeğin yemek alışkanlıkları incelemeye alındı. Ayda ortalama iki-üç kez omega-3 açısından zengin balık yiyenlerin prostat kanserine yakalanma riskinin yüzde 36 azaldığı saptandı. Haftada bir kereden fazla balık yiyenlerde ise prostat kanserine yakalanma riskinin yüzde 57 oranında düştüğü anlaşıldı.

Araştırma ekibinin başında bulunan Profesör John Witte, omega-3 yağ asidinin, prostat kanserini önleme sürecinin "enflamasyonu önleme etkisiö ile gerçekleştiğini açıkladı. Buna göre, bağışıklık sisteminin dış etkilere yanlış şekilde tepki vermesi olarak kabul edilen enflamasyon, kanser riskini tetikliyor. Omega-3 yağ asitleri ise enflamasyonu önleyerek dolaylı şekilde kanser riskine etkide bulunuyor.

Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer sonuç da, az miktarda alınan omega-3 yağ asidinin, vücudunda COX-2 geni bulunanlarda ters etki göstermesi oldu. Buna göre omega-3, prostat kanserini hızlandıran COX-2 genini tetikleyerek, bu geni taşıyan erkeklerde kanser riskini tırmandırabiliyor.

İYI HUYLU PROSTAT BÜYÜMESI TEDAVISINDE GRENLIGHT LAZER

İyi huylu prostat büyümesi prostat hastalıkları içerisinde en sık görülenlerdendir. Genel olarak orta yaş üzeri erkek topluluğunu ilgilendirir. Tedavide özellikle teknolojinin gelişimi ile birlikte çeşitlilik artmıştır.

İyi huylu prostat büyümesi tedavisini 2 ana başlık olarak ayırmak gerekmektedir.
*Medikal (ilaç) tedavisi
*Cerrahi tedavi
Medikal (ilaç) tedavisi ile amaçlanan ilk planda prostat dokusunda relaksasyon sağlama ve ikinci planda prostat hacminin küçültülmesidir. Ancak medikal tedaviye yanıt zaman alabilmekte ve bazı vakalarda yetersiz kalabilmektedir.Uygun vakalarda yapılacak medikal tedavi iyileştirici olabilirken uygun olmayan vakalarda zaman kaybına sebep olmaktadır. Bu açıdan orta veya hafif derecede iyi huylu prostat büyümesi olan hastaları medikal tedaviye almak uygun olmaktadır.
Cerrahi tedavide ise amaç prostat dokusunun hacmini azaltmaktır.Cerrahi tedavide günümüzde daha az kullanılmakla birlikte bazen gereksinim duyulan açık yöntem, teknolojik gelişim ile birlikte artık daha sık kullanılır hale gelen endoskopik (kapalı) yöntem mevcuttur.
Greenlight laser yöntemi ile iyi huylu prostat büyümesi tedavisi günümüzde birçok merkezde uygulamaya girmiştir. Yaygınlaşan tedavi ile ulaşılan hasta sayısı oldukça önemli rakamlara ulaşmıştır.
Greenlight laser yöntemi prostat bezinin fotoselektif buharlaştırılması esasına dayanmaktadır.
İyi huylu büyümesinin hala altın standart tedavisi olarak uygulanan" kapalı prostat cerrahisi ( TUR-P )" girişimine önemli bir alternatif olarak değerlendirilmektedir. Bazı özellikler ile ve ameliyat sonrası dönem rahatlığı açısından hastalar için daha avantajlı olarak gözükmektedir.
Hayat kalitesinin korunması açısından hastalar tarafında tercih edilen bir yöntem haline gelmiştir.
Toplumda hangi hastaların greenlight laser yöntemi ile tedavi olabileceği konusunda tartışmaların olduğu bilinmektedir. Cerrahi tedavi ihtiyacı olan tüm iyi huylu prostat büyümesi hastalarına uygulanabilir bir tedavi yöntemidir greenlight laser yöntemi. Kısaca başlıklar haline getirmek istersek ise
Herhangi bir yaştaki
*İdrar yapmada zorluğu olan hastalarda
*Medikal tedavinin yetersiz olduğu hastalarda
*İdrar yapamayıp sonda ile yaşam sürebilen hastalarda tercih edilebilen bir tedavi yöntemidir.
Ayrıca çeşitli nedenlerle ameliyat olamayacak ama büyümüş prostatında dolayı idrar zorluğu veya idrar yapamayan prostat kanserli hastalardada idrar akımını sağlamak için kullanılabilecek bir yöntemdir.
Greenlight laser yönteminin yararlarını sıralayacak olursak
*Ameliyatta ve sonrasında kanama minimal düzeydedir. Bu klasik ameliyatlarda olan kanamaların ameliyat sırasında ve sonrasında hastanın girebileceği sıkıntıları en aza indirmektedir, genel durumu ile ilgili sıkıntı yaratmamaktadır.
*Ameliyat süresi buharlaştırma yöntemi kullanıldığı için oldukça kısalmaktadır.
*Hastanın hastanede kalış süresi 1 gün ile sınırlıdır.
*Ameliyatta uygulanacak anestezi yönteminde oldukçe geniş alternatif ve rahatlık sağlamaktadır.
* Hastanın yaşamdaki tüm aktivitelerine dönüşü daha çabuk olabilmektedir.
Greenlight laser yöntemi hasta ve cerrah için oldukça rahat bir teknik olmasına karşın sonuç olarak bir ameliyattır.Hiçbir tedavi ve müdehalenin risksiz olması düşünülemez. Ancak greenlight laser yöntemi diğer yöntemlere göre riski en aza indirmeyi hedef alarak kullanıma başlamıştır.

BROKOLIYLE DOMATESI BERABER TÜKETIN

16122008115011_501_581297broLahana ailesinin bir üyesi ve karnabaharla yakından akraba olan brokoli, önemli anti kanser etkisi olan sulforafan ve indol fitobesinlerini içeriyor.

Brokoli ve domates, ayrı ayrı kansere karşı etkinliği tanınmış iki sebze. Ancak yeni bir araştırma, ikisinin günlük diyette beraber tüketiminin prostat kanserine karşı daha da etkin olduğunu ortaya koydu.
Anti kanser etkisi
Brokoli son yıllarda geleneksel sebzelerimiz kadar olmasa da sıkça sofralarımızda yer almaya başladı, umarım tüketim sıkılığı daha da artar. Lahana ailesinin bir üyesi ve karnabaharla yakından akraba olan brokoli, önemli anti kanser etkisi olan sulforafan ve indol fitobesinlerini içeriyor.
Brokoli ve domates, ayrı ayrı kansere karşı etkinliği tanınmış iki sebze. Ancak yeni bir araştırma, ikisinin günlük diyette beraber tüketiminin prostat kanserine karşı daha da etkin olduğunu ortaya koydu. Brokoli ve domatesi beraber tüketmeye gayret edin. Size bu şekilde bazı tariflerde hazırladım, faydalı olmasını dilerim.
Beslenme bilimi yaklaşık 20 yıldır yapılan araştırmalarla birçok fitobesinin antioksidan olarak çalıştığını ve serbest radikalleri zarar vermeden önce etkisiz hale getirdiklerini biliyordu.
Bu sonuçlar yeni
Ancak yeni araştırmalar brokolideki fitobesinlerin çok daha derin bir seviyede işe yaradıklarını gösterdi. Bu bileşenler genlerimize detoksta görev alan enzimlerin üretimini artırması sinyalini veriyor. Kansere karşı hücre hasarına karşı bedenimizi koruyor.
Brokoli yemek için beş neden
1 - Brokoli mide sağlığını destekliyor. Yapılan bir çalışmanın sonucunda araştırmacılar sulforafan açısından zengin brokoli tüketiminin ülserin birincil nedeni olan helikobakter pilori enfeksiyonunu önleyebileceği sonucuna vardılar.
2 - Cilt için brokoli tüketmeye devam edin. Brokoli içindeki Sulforafan aynı zamanda güneşten zarar görmüş cildin onarılmasında da yardımcı oluyor. Bu da brokoli tüketiminin cilt kanseri riskini azaltabileceği anlamına geliyor. Bunlara ek olarak brokoli kalp hastalığı riskini önemli derecede azaltan az sayıda meyve-sebzeden biri.
3 - Katarakt önleyici olduğu düşünülüyor. Haftada iki kereden fazla brokoli yiyen kişilerde katarakt riskinin ayda birden az tüketenlere göre yüzde 23 daha düşük olduğu görüldü.
4 - C vitamini ve kalsiyum içeriği çok iyi. Pişmiş 250 gram brokoli içerdiği 74 miligram kalsiyum ve 123 miligram C vitamini nedeniyle kemikleri güçlendirmek açısından da faydalı.
İçerdiği C vitamini ve ayrıca 1359 mikrogram beta karoten ve az miktarda çinko ve selenyum sayesinde bağışıklık sistemini de güçlendiriyor.
5 - Hamileler özellikle tercih etmeli. Özellikle hamileyseniz mutlaka brokoli yiyin. 250 miligram brokoli, 94 mikrogram folik asit sağlıyor. Folik asit olmazsa fetüsün sinir sistemi hücreleri gerektiği şekilde bölünmüyor ve problem ortaya çıkıyor.
Domatesli Brokoli
Malzemeler:
250 gr brokoli (az su veya buharda haşlanmış)
3 adet domates
Yarım su bardağı lor peyniri
1 - 2adet kuru soğan
2 yemek kaşığı sıvıyağ
2 diş sarımsak
Maydanoz
Az tuz
Yapılışı:
Tencereye yağı, soğanı, sarımsağı, tuzu koyup çok kavurmadan yumuşatın domatesleri küp küp ilave edip pişirin. Az pişmiş brokoliyi sotelediğiniz domatese ilave edin. Lor peynirini ekleyin. 180 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirin. Maydanozla süsleyip sıcak olarak servis yapabilirsiniz.
Brokoli Çorbası
Malzemeler:
300 gr. brokoli
1 diş sarmısak
1 küçük kutu -200 ml- light süt
1 çorba kaşığı un
2 Yemek kaşığı sıvıyağ
Az tuz
2 domates rendesi
Yapılışı:
Brokolileri sarmısaklarla birlikte buharda beş dakika pişirin veya az suda haşlayın. Derin bir tencerede sıvı yağı ve unu pembeleştirin 4 su bardağı soğuk su ve rende domatesi ekleyin. Kaynayana dek karıştırın. Kaynayınca buharda pişirdiğimiz brokolileri ve sarmısakları ekleyin. 10 dakika kaynadıktan sonra süt ve tuzunu ilave edin. Birkaç dakika daha kaynattıktan sonra ateşten alıp blenderdan geçirin.
Brokoli Omlet (2 kişilik)
8 - 10 adet brokoli
1 sogan
7 - 8 mantar
2 domates
7 - 8 dal maydanoz
1 çorba kaşığı sıvıyağ
3 yumurta
Tuz, karabiber
Yapılışı:
Sıvıyağını tavada ısıtıp soğanı pembeleştirin. Mantar, brokoli ve zeytinleri ekleyip iki dakika daha kavurun. Ocaktan alıp domates, tuz ve karabiberi ekleyin. Yumurtaları bir kâseye kırın. Maydanoz, tuz ilave edip karıştırın. Brokoli ve mantarlı karışımı yumurtalı karışıma ekleyip karıştırın. Fırında veya yağsız tavada pişirin

PROSTATA IYI GELEN ILAÇ

nhtProstat sorununda yüzde 9′a varan iyileşme.

ABD'de yapılan bir araştırmada, aspirin ve steroid olmayan anti enflamatuar ilaçlar kullanan erkeklerde PSA (prostat spesifik antijen) düzeyinin düşük olduğu ortaya çıktı. Vanderbilt Üniversitesi'nden araştırmacılar, 1277 deneğin prostatlarının durumuna baktı. Deneklerin yüzde 46'sının aspirin aldıkları belirtildi.
Araştırmacılar, yaş, ırk, ailedeki prostat kanseri, obezite ve prostatın büyüklüğü ve kanser riskine bağımsız etkileri bulunan diğer değişkenleri de göz önünde bulundurarak, aspirin kullanımının PSA düzeyini belirgin biçimde düşürdüğünü gördü.
Araştırmada, aspirin alan erkeklerde PSA seviyesinin aspirin almayanlara oranla yüzde 9 düşük olduğu belirlendi. Erkeklerde prostat kanseri olasılığını gözlemlemek için kullanılan PSA testinde, kandaki PSA düzeyinin yüksek çıkması prostat kanseri riskinin yüksekliğini gösteririyor.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Blog Arşivi