Memorial Etiler Tıp Merkezi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. Murat Görgülü, “Vücudumuzdaki hangi belirtiler, hangi hastalıkların habercisi olabilir?” sorusunun yanıtını verdi.
İnsan vücudunun hastalıklara yanıtı, kişinin yapısı ve hastalığın çeşidine göre değişiklik gösterebilir. Ancak vücudumuzdaki bazı belirtilerin, ne gibi hastalıklardan kaynaklanabileceğini bilip, ona göre önlem almak önemlidir.
Her gün herkesin sıklıkla karşılaştığı bazı vücut fonksiyonu değişiklikleri, farklı hastalıkların habercisi olabilir. Hastalığın ne olabileceği hakkında hem hastaya hem de hekime ön fikir veren bu bulgular değerlendirilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır. Aşağıda sıralanan bulgularda da görüleceği gibi bazı önemsiz gibi görünen şikayetler, ciddi hastalıkların habercisi olabileceği gibi sıradan durumlar da olabilir. Bu yüzden vücudumuzdaki hiçbir değişikliği göz ardı etmemeli ve konunun uzmanı bir hekime başvurulmalıdır.
Hastalıkların bulundukları sistemlere göre bulgular şöyle sıralanabilir:
Derideki değişiklikler:
Ciltte ve göz aklarında sarılık: Hepatit A,B,C,D,E,F,G gibi çok çeşitli sarılık hastalığı yapan virüslerden, bazı genel hastalıklara neden olup beraberinde karaciğer tahribatına da neden olan virüslerden, bakteri cinsi mikroorganizmalardan, safra kanalında tıkanma yapacak taş tümör, apse gibi durumlardan, karaciğerinden ya da başka organlardan gelmiş tümörlerden ve pankreas tümörlerinden dolayı meydana gelebilir.
Solukluk: Bu belirti en sık kansızlıkta gözlenir. Ayrıca kronik organ yetersizliği ve özellikle dolaşımın yavaşladığı kalp yetersizliğinde de gözlenebilir.
Morarma (Siyanoz): Dolaşımda yeterli oksijen bulunmamasından kaynaklanır ve başlıca nedenleri kronik bronşit, amfizem gibi akciğer hastalıkları, polisitemi denilen kan fazlalığı, kalp yetersizliği ve kalp kapak hastalıklarıdır.
Döküntüler: Cilt döküntüleri genellikle alerjik durumlarda ve kızamık, kızamıkçık, suçiçeği gibi döküntülü hastalıklarda görülür. Ayrıca kronik karaciğer rahatsızlıkları gibi durumlarda da özel cilt döküntüleri olabilir.
Genel değişiklikler:
Ateş: Vücut ısısının artması (37,2 üzerine çıkması) “Ateş” olarak değerlendirilir. En sıklıkla viral ve bakteriyel enfeksiyonlarda gözlenir. Daha az olarak da karaciğer, akciğer, pankreas tümörlerinde ve bazı romatizmal hastalıklarda gözlenir.
Kilo kaybı: Yeterli gıda alınmaması durumları, hipertiroidi denilen tiroid bezinin fazla çalışması, kronik enfeksiyonlar, kanserler, ciddi kalp yetersizliği, mide ve bağırsak rahatsızlıkları, bazı paraziter hastalıklar, kilo kaybına yol açabilir.
Kilo alımı: Tiroid bezinin az çalışması, böbrek üstü bezi rahatsızlıkları, bazı seks hormonu bozuklukları ve fazla kalori alınımı kilo artışına yol açar.
Halsizlik: En sık rastlanan halsizlik nedeni; stres, yetersiz ve kalitesiz uykudur. Ancak bu şartlar olmadan da bazı durumlarda birkaç günden fazla süren halsizlik görülebilmektedir. Bu durumda, enfeksiyon, bazı madde ve ilaç kullanımı, kronik viral hastalıklar (AIDS gibi) ve ek bulgular da değerlendirilerek tümöral oluşumlar araştırılabilir.
Solunum sistemi bulguları:
Öksürük: En sık rastlanan solunum sistemi bulgusudur. Sigara ve diğer tahriş edici maddelere karşı üst solunum yolu ya da akciğer enfeksiyonlarına, akciğer ve solunum yolları tümörlerine, mideden asitli suların gelip boğazı tahrişine (reflü), kalp yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bazı ilaçların yan etkisi olarak ve astım gibi solunum zorluğu yapan durumlarda da oluşabilir.
Nefes darlığı: Hastanın aldığı nefesin kendine yetmemesidir. Sıklıkla kronik akciğer hastalıkları, kalp yetersizliği, kalp kapak hastalıkları, akciğer enfeksiyonları, astım krizleri, akciğer tüberkülozu-tümörleri ve ağır kansızlık durumlarında görülür.
Balgamla ya da öksürükle ağızdan kan gelmesi (Hemoptizi): Sıklıkla akciğer tüberkülozu ve
akciğer tümörlerinde gözlenir. Daha az olarak zatürree, bronşit gibi enfeksiyonlarda, yakıcı gaz ya da madde inhalasyonunda da görülebilir.
Kalp ve damar sistemi bulguları:
Göğüs ağrısı: Basit kas ağrısından, kalp krizine kadar geniş bir yelpaze çizer. Ayrıca akciğer enfeksiyonları, mide ve yemek borusu rahatsızlıkları da göğüs ağrısı yapabilir.
Tansiyon düşmesi (Hipertansiyon): Özellikle su ve tuz kaybına bağlı olarak gelişir. Ayrıca ağır kalp yetersizliği, akut kalp krizi, alerjik reaksiyonlarda da gözlenebilmektedir.
Geçici bilinç kaybı ve bayılma (Senkop): Kalp ritim bozuklukları, kana mikrop karışması, sara nöbetleri, kalp krizi gibi durumlarda gelişebilir.
Dokularda aşırı sıvı birikimi (Ödem): En sık kalp yetersizliğinde görülür. Aşırı tuz alımı, uzun süre ayakta kalma ve varisler de bacaklarda ödem yapabilir. Ayrıca tiroid bezi rahatsızlıkları da ödeme yol açabilir. Karaciğer bozukluğu ya da alım azlığına bağlı kanda protein düşmesi de bir ödem nedenidir.
Tansiyon yükselmesi (Hipertansiyon): Aşırı tuz alımı, ailesel yatkınlık, böbrek ve böbrek üstü bezi ve bazı hormonal bozukluklar tansiyonda yükselmeye yol açarlar.
Mide ve bağırsak sistemi bulguları:
Kabızlık: En sık görüleni “Alışkanlığa bağlı” (Habituel konstipasyon) kabızlıktır. Ancak bazı sistemik rahatsızlıklar, bağırsak sisteminde tıkanmaya yol açabilecek tümör, parazit, enfeksiyon durumları, kandaki sıvı ve elektrolit denge bozukluğu da kabızlık yapabilir.
İshal: Sık ve sulu büyük abdest yapmaktır. En sıklıkla mikrobiktir ve kendiliğinden geçer, ancak bazı zehirlenme durumları, üre yüksekliği, bazı ilaçlar, parazitler ve sindirim sistemi tümörleri de uzayan ishale neden olabilir.
Ağız yolu ile ya da makat görülen kanamalar: Ağız yolu ile olan kanama sıklıkla mide, yemek borusu ve on iki parmak bağırsağı kaynaklıdır. Makattan olan kanama ise ince ve kalın bağırsak kaynaklı olup, kanın rengine göre kanama düzeyi tespit edilebilir. Ülserler, ağır gastritler, enfeksiyonlar ve sindirim sistemi tümörleri kanama nedenidir.
Yutma güçlüğü (Disfaji): Özellikle yemek borusu yanıkları ve tümörlerinde görülür.
Karın ağrısı: Basit enterit, gastrit, mide bağırsak delinmesi gibi pek çok önemli sebep haricinde karın bölgesinde bulunan organların herhangi birindeki ufak bir rahatsızlık sebebiyle bile oluşabilmektedir.
Karında şişlik: Gaz birikimi, şişmanlık, asit dediğimiz karın zarlarında sıvı birikimi, gebelik ve tümöral oluşumları akla getirmelidir.
Boşaltım sistemi (böbrek ve idrar yolları) bulguları:
Günlük çıkarılan idrar miktarının azalması (Oligüri): Sıvı alımı yetersizliği, böbrek yetersizliği, kalp yetersizliği, bazı ilaçlarla ve maddelerle zehirlenme gibi pek çok sebepten oluşabilir.
Günlük çıkarılan idrar miktarının çok fazla olması (Poliüri): Başlıca nedenleri sıvı alımı fazlalığı, kontrolsüz şeker hastalığı, erken dönem böbrek yetersizliği, idrar söktürücü ilaç kullanımıdır.
İdrarın kanlı ve kırmızı renkte gelmesi (Hematüri): Böbrek ve idrar yolu taşları, enfeksiyonları, yaralanmaları, tümörleri ve nefrit denilen akut ya da kronik böbrek enfeksiyonlarında görülür.
Yan ağrıları: Özellikle böbrek taşı ve enfeksiyonu durumlarında şiddetli yan sırt ağrıları oluşur.
Kan ve lenf bezi sistemi bulguları:
Kanama: Kendiliğinden ya da bir travma nedeniyle oluşan bir durumdur. Dokuda bütünlük bozulması ya da kanda pıhtılaşma faktörü eksikliğinden oluşabilir. Ayrıca kanda pıhtılaşma sağlayan trombosit eksikliği de kendiliğinden kanama nedeni olabilir.
Lenf bezlerinde şişme: Özellikle boyun bölgesi, koltuk altı ve kasık bölgesinde bezeler halinde oluşur. Basit bölgesel enfeksiyonlar ile o bölgedeki romatizmal ve tümöral oluşumlar ile lenfoma denilen lenf bezi kanserine bağlı olabilir.
Sinir sistemi bulguları:
Baş ağrısı: En sık görüleni stres ve yorgunluğa bağlı gerilim tipi baş ağrısıdır. Migren, sinüzit ve boyun kireçlenmeleri de sık rastlanan baş ağrısı sebebidir. Ayrıca beyin zarı iltihabı, beyin iltihabı ve kafa içi organlardaki tümöral oluşumlar da gittikçe artan tarzda baş ağrısı yapar.
Baş dönmesi: Sıklıkla iç kulak rahatsızlıklarından olur. Boyun fıtığı, kireçlenmesi, bazı ilaçlara veya enfeksiyonlara bağlı olarak da görülebilir.
Bilinç değişikliği: Travma, kanda tuz ve sıvı dengesinin bozulması, yüksek ateş, beyin ve beyin zarı enfeksiyonlarında ani bilinç değişiklikleri olabilir. Yavaş gelişen bilinç değişikliklerinde demans ve kafa içi yer kaplayan kitle araştırılmalıdır. Nöbet geçirme de buna dahildir.
Hormonal sistem bulguları:
Adet görememe hali (Amenore): Gebelik, menopoz, hormonal bozukluklar, guatr rahatsızlığı, hormon etkili bazı ilaçların alımı, aşırı zayıflık, aşırı stres başlıca nedenleridir.
Kadınlarda yüzün ve vücudun erkek tipi kıllanması (Hirsutizm): Böbrek üstü bezi rahatsızlıkları, bazı hormon etkili ilaçların alımı, beyine ya da yumurtalıklara bağlı hormon yetersizliklerinde görülür. Nadiren ailesel durumlarda da gözlenebilir.
Saç dökülmesi (Alopesi): Bölgesel ya da geneldir. En sık görülme nedeni strestir, özellikle kadınlarda erkek tipi saç dökülmesi olması bazı hormonal rahatsızlıklardan dolayı olur.
--
Alemin Portalı
Tüm Alem Burada
http://aleminportali.com
------------------------------------------
İlan Grubu
http://groups.google.com.tr/group/ilangrubu/subscribe?hl=tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder