Yunanlıların Ankara'ya doğru ilerlemesi, mecliste korkulara yol açtı. Bazıları bu olaydan Mustafa Kemal'i suçlu bulurken, kimileri ise Mustafa Kemal'in ordunun başına geçmesini savundu.
5 Ağustos 1921'de TBMM, Mustafa Kemal'i başkomutan olarak atadı.
Mustafa Kemal'e üç ay süreyle Meclisin savaş ile ilgili olan yetkileri de devredildi.
Tekalif-i Milliye
Mustafa Kemal, Meclis yetkilerini kullanarak ordunun ihtiyacı olan gıda maddesi ve çeşitli malzemelerin sağlanabilmesi için Tekalif-i Milliye emirlerini çıkartırdı.
Tekalif-i Milliye Emirleri ile Yunan ordusunun saldırısına karşı koyacak olan ordunun ihtiyaçlarının halk tarafından karşılanması amaçlanmıştı.
Tekalif-i Milliye Emirleri
1. Her ev, aile birer takım çamaşır, birer çift çorap, çarık hazırlayıp ulusal vergi komisyonuna verecektir.
2. Ticaret adamlarının ve halkın elinde bulunan her çeşit kumaş, bez, yapağı, pamuk, tiftik, kösele, meşin, ip, papuç, başlık gibi giyim kuşama yönelik nesnelerin yüzde kırkına, sonradan ödenmek üzere el konacaktır.
3. Ticaret adamları ve halkın elindeki her türlü yiyecek maddesinin yüzde kırkına sonradan ödenmek üzere el konulacaktır.
4. Herkes elinde kalan her türlü taşıma araçlar ile savaş araç ve gereçlerini ayda bir kez 100 kilometre taşıyacaktır.
5. Ordunun yiyecek ve giyeceği için yararlı olabilecek tüm sahipsiz mallara el konacaktır.
6. Halkın elindeki tüm silah ve cephane üç gün içerisinde orduya teslim edilecektir.
7. Ülkede bulunan her türlü makineli araç ve gerecin yüzde kırkına el konacaktır.
8. Ülkedeki bütün demirci, dökümcü, nalbant, terzi, marangoz gibi zanaatkarlar ordu buyruğunda çalışacaktır.
Sakarya Savaşı
Yunanlılar 14 Ağustos 1921'de yeniden saldırıya geçti.
Kütahya, Eskişehir ve Afyon'u işgal etti.
Mustafa Kemal, Tekalif-i Milli'ye Emirleri ile, orduyu bir ay gibi bir sürede Sakarya Savaşı'na hazır duruma getirdi.
Mustafa Kemal bu savaşta ilk defa başkomutan olarak görev yaptı.
12 Eylül 1921'de saldırıya geçen Türk ordusu Yunanlılar'ı bozguna uğrattı.
Sakarya Savaşı'nın Sonuçları
Türk ordusunun zaferi ile biten Sakarya Savaşı'nda Yunan ordusunun saldırı gücü kırıldı.
Savaş sonunda, Yunanistan'ın Türk topraklarını ele geçirme umudu sona erdi.
Savaş sonunda, TBMM Kars ve Ankara Antlaşmalarını imzaladı.
19 Eylül 1921'de, TBMM tarafından Mustafa Kemal'e mareşallik ve gazilik ünvanı verildi.
Bu savaştan sonra İtilaf Devletleri arasındaki birlik bozuldu ve yolları ayrılmaya başladı.
Kars Antlaşması
Sakarya Zaferi ile TBMM'nin dış dünyadaki itibarı ve otoritesi artmıştı.
Bu savaşla Yunan ordusunun saldırı gücü kırılmış ve savunmaya geçmek zorunda bırakılmıştı.
Yunanistan'ın Türk topraklarını ele geçirme umudu sona ermişti.
Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan TBMM'ni tanımaya karar verdi.
13 Ekim 1921'de, TBMM ile Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan arasında Kars Antlaşması imzalandı.
Kars Antlaşması Maddeleri
13 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Kars Antlaşması ile
Tarafların birbirlerine zorla benimsetilmek istenen antlaşmaları kabul etmemesi,
Boğazların ticarete açılması ve İstanbul'un güvenliğinin sağlanması,
İki tarafın da topraklarında oturan vatandaşlarına ayrım yapmadan davranması ve asker-sivil tutukluların affedilmesi kararlaştırılmıştı.
Kars Antlaşması ile doğu sınırımız kesin şeklini aldı.
Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan Türkiye'yi tanıdıklarını bildirmişlerdi.
Ankara Antlaşması
Mondros Mütarekesi'nden sonra Fransızlar Güney Anadolu'nun bir bölümünü işgal etti.
Fakat bölge halkının direnişi sonucu Fransızlar çekilmek zorunda kaldı.
20 Ekim 1921'de Fransa ile TBMM hükümeti arasında Ankara Antlaşması imzalandı.
Ankara Antlaşması Maddeleri
20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması ile;
Türkiye ile Fransa arasındaki savaşın sona ermesi ve tarafların kuvvetlerini yeni sınırlara çekmesi,
Savaş tutsaklarının karşılıklı olarak serbest bırakılması,
Azınlık haklarının korunması,
İstanbul bölgesi için yeni bir yöneti şeklinin belirlenmesi,
Türkiye - Suriye sınırı, İskenderun - Hatay bölgesi dışta kalacak bir şekilde çizilmesi,
İskenderun - Hatay bölgesinde özel bir yönetim kurularak, buradaki Türk halkının kültürel alanda özgün olması ve Türkçe'nin resmi dil olarak kalması,
Süleyman Şah'ın Caber Kalesi'ndeki mezarının Türk toprağı olarak sayılması kararlaştırıldı.
Ankara Antlaşması'nın Sonuçları
Bu Antlaşma ile Fransa, TBMM'yi resmen tanıdı.
Avrupa'da Türkiye'ye karşı oluşturulan blok parçalandı.
Güney cephesi kapandı ve Fransa ile savaş durumu sona erdi.
Fransa işgal ettiği güney illerimizden çekildi.
Ankara Antlaşması ile bugünkü Suriye sınırımız, Hatay ve İskenderun hariç olmak üzere, kesin şeklini aldı.
Fransızların bölgeden çekilirken bıraktıkları silah, cephane ve uçak ile Türk ordusunun gücü biraz daha arttı.
Ankara Antlaşması ile Fransa Misak-ı Milli'yi tanımış oldu.
Büyük Taarruz ve Mudanya Ateşkes Antlaşması
26 Mart 1922'de İtilaf Devletleri, Sevr Antlaşması'nda birtakım değişilikler yaparak barış önergesinde bulunmuşlardı. Misak-ı Milli'ye ters düşen bu önerge TBMM tarafından reddedildi.
Mustafa Kemal, Yunan ordusuna kesin ve son bir darbe indirmek için orduyu savaşa hazırladı.
Doğudaki ve Güneydeki birliklerin tamamı Batı Cephesi'ne aktarıldı.
Tekalif-i Milliye emirleri yeniden yürürlüğe girdi.
TBMM, 20 Temmuz 1922'de Mustafa Kemal'in başkomutanlığını süresiz olarak uzattı.
26 Ağustos 1922 sabahı Mustafa Kemal'in Kocatepe'den verdiği emirle Büyük Taarruz başladı.
30 Ağustos 1922'de Dumlupınar Meydan Savaşı kazanıldı.
9 Eylül 1922'de Türk Ordusu İzmir'e girdi.
Büyük Taarruz'un Sonuçları
1. Anadolu Yunan İşgalinden kurtuldu.
2. Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı ve Kurtuluş Savaşı'nın asker cephesi kapandı, siyasi cephesi açıldı.
3. Saltanat kaldırıldı.
4. Lozan Antlaşması imzalandı.
Mudanya Ateşkes Antlaşması
Mudanya Ateşkes Antlaşması'nın Sebepleri
Büyük Taarruz ile Batı Anadolu işgalden kurtulmuştu.
Boğazlar ve Trakya hala düşman işgalinde idi.
Türk ordusunun bu bölgeleri kurtarmak amacıyla harekete geçmesi üzerine İngilizler Ankara Hükümeti'ne barış önerisinde bulundu.
3 Ekim 1922'de Mudanya görüşmelerine başlandı.
Görüşmeler Türkiye, İngiltere, İtalya ve Fransa arasında yapıldı, Yunanistan katılmadı.
Mudanya Ateşkes Antlaşması'nın Maddeleri
1. Türk - Yunan Savaşı sona erecek,
2. Bu antlaşma'nın yürürlüğe girmesinden sonra Yunan kuvvetleri Ege Deniz'inden Trakya ve Bulgaristan sınırının kesiştiği yere kadar olan Meriç Nehri'nin sol kıyısına çekilecek,
3. Barış yapılıncaya kadar Karaağaç ve Meriç'in sağ kıyıları ile demiryolları müttefiklerce işgal edilecek,
4. Doğu Trakya, antlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonra 15 gün içerisinde Yunanlılar tarafından boşaltılacak,
5. Bu boşaltmanın bitiminden 30 gün içinde Doğu Trakya Yunan memurları tarafından müttefik memurları aracılığıyla Türk memurlarına devir ve teslim edilecek.
6. Barış yapılıncaya kadar Türkler Doğu Trakya'ya asker sokmayacak ancak 8.000 Jandarma bulundurabilecek.
7. İstanbul ve Boğazlar Türkiye Büyük Millet Meclisi yönetimine bırakılacak, ancak Müttefik Kuvvetler barış antlaşmasının imzalanmasına kadar İstanbul'da kalacak,
8. Antlaşma 14-15 Ekim gecesi yürürlüğe girecek.
Mudanya Ateşkes Antlaşması'nın Sonuçları
1. Mudanya Antlaşması ile Kurtuluş Savaşı'nın askeri cephesi kapandı, siyasi cephesi açıldı.
2. İstanbul ve Boğazların TBMM'ye teslim edilmesi, Osmanlı Devleti'nin sona ereceğini ortaya koydu.
3. Doğu Trakya ve İstanbul savaşsız ele geçirilmiş oldu.
4. Mudanya Antlaşması sonunda Yunan yanlısı İngiliz Başbakanı Loyd George görevinden istifa etti.
Lozan Barış Konferansı
Konferansa Katılan Devletler
Türk ordusunun İstanbul ve Trakya'ya yönelmesi üzerine 27 Ekim 1922'de İtilaf Devletleri Lozan'da yapılacak barış görüşmelerine TBMM hükümetini de çağırdı.
Konferansa; İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Türkiye, Yunanistan, ABD, Romanya ve Yugoslavya, Rusya ve Bulgaristan katıldı.
Türkiye'yi temsilen; İsmet Paşa başkanlığında, Rıza Nur ve Hasan Saka'dan oluşan Türk heyeti katıldı.
TBMM'nin Türk Heyetinden İstekleri
Taviz Verilmemesi Gereken Konular Nelerdi?
Konferansa giden Türk heyetinden, Avrupalı devletlere şu şartları kabul ettirmesi istendi :
1. Misak-ı Milli sınırları içerisinde tam bağımsız bir Türk devletinin kurulması
2. Sınırların Misak-ı Milli'ye uygun olması
3. Azınlıkların ayrıcalıklı olmaması
4. Devlet borçlarının ödenmesi şeklinin bağımsızlığa aykırı olmaması
5. Kapitülasyonların kaldırılması
6. Boğazların statüsü konusunun egemenlik haklarımızı gölgelemiyecek şekilde düzenlenmesi
7. Savaş tazminatının yeni Türk Devleti'ne ödetilemeyeceği
8. Doğu sorununun kapandığı.
Lozan Barış Görüşmelerinin Kesintiye Uğraması
Lozan görüşmeleri devam ederken aşağıdaki konularda çıkan anlaşmazlıklar görüşmelere 4 Şubat 1923'de ara verilmesine neden oldu.
1. Lozan'da Yunanistan Karaağaç'ı vermek istememesi,
2. Boğazlar konusunda ortak bir görüşün oluşmaması,
3. İngilizler'in Musul'u vermek istememesi
4. Osmanlı Devleti'ne ait borçların bir kısmının Birinci Dünya Savaşı'ndan önce bizden ayrılan ülkelere bölüştürülmesi konusunun Avrupalı devletlerce kabul edilmemesi.
5. Kapitülasyonların kaldırılması
23 Nisan 1923'te görüşmelere tekrar başlandı.
24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması imzalandı.
Lozan Barış Antlaşması'nın Maddeleri
24 Temmuz 1923'de imzalanan ve 143 maddeden oluşan Lozan Antlaşması'nın ana konuları şunlardı
1. Türkiye'nin sınırları meselesi
Suriye Sınırı : Fransa ile TBMM arasında imzalanan 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması'ndaki hükümler aynen kabul edildi.
Irak Sınırı : Musul sorununun çözümü daha sonra Türk-İngiliz görüşmeleri ile çözümlenmesine kara verildi. Yani Irak sınırı sorunu ve Musul konusu Lozan'da çözümlenemedi. Lozan Antlaşması'nın bitiminden itibaren bu konu için 9 ay içerisinde Türkiye ile İngiltere'nin görüşmeleri başlatmasına karar verildi.
Batı Sınırı : Doğu Trakya bize geri verildi. Karaağaç ve yöresi de Yunanistan'dan alınacak savaş tazminatına karşılık olarak Türkiye'ye bırakıldı. İmroz ve Bozcaada Türkiye'ye bırakıldı. Diğer adalar Yunanistan'ın oldu. Anadolu'ya yakın olan adaların silahlandırılması yasaklandı. Oniki Ada'nın İtalya'ya verilmesi kabul edildi.
2. Kapitülasyonlar meselesi
Adli, mali, ekonomik ve yönetsel alanlarda yüzlerce yıl sürüp giden kapitülasyonlar tüm sonuçları ile toptan kaldırılmıştır. Türkiye'deki yabancı tiacri kurumlar da, kısa bir geçiş döneminden sonra Türk yasalarına uyacaktır.
3. Azınlıklar Sorunu
Bütün azınlıkların Türk uyruklu olduğu kabul edildi. Yani ülkede yaşayan herkesin Türkiye Devleti'nin halkı olduğu ilkesi benimsendi. Hiç kimseye ayrıcalık verilmedi ve eşitlik ilkesi benimsendi. Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ile Yunanistan'daki Türklerin değiştirilmesi öngörüldü. Ancak bu nüfus değişiminin Batı Trakya Türkleri ve istanbul Rumlarını kapsamamasına karar verildi. Yani buralara yaşayan insanlar yerlerinde kalacaktı.
4. Savaş Tazminatı Meselesi
Lozan'da yabancılar Birinci Dünya Savaşı nedeniyle Türkiye'den savaş tazminatı istemişler ancak bu kabul edilmemiştir. Yunanistan ise Kurtuluş Savaşı'nda uluslar arası kurallara uymadan tahribat yaptığı için savaş tazminatı ödemiştir. Ancak ekonomik durumları iyi olmadığı ve ödeyecek güçlerinin bulunmaması nedeniyle Karaağaç yöresini Türkiye'ye vermeyi kabul etti.
5. Devlet Borçları Meselesi
Osmanlı Devleti ilk dış borcu 1854 yılında Sultan Abdülmecit zamanında aldı. Yüksek fazilerle alınan bu paralar gelir getirmeyen bir şekilde kullanıldı. Yani çeşmeler, saraylar vs. yapıldı. Daha sonra Sultan Abdülaziz zamanında da dış borçlanmaya devam edildi. II. Abdülhamit 1881 yılında devletin borçlarını ödeyemediğini Avrupalı devletlere duyurdu. Bunun üzerine aynı yıl, Osmanlı Devleti'nden alacağı olan ülkelerin temsilcilerinden oluşan bir Duyun-u Umumiye (Genel Borçlar Kuruluşu) kuruldu. Osmanlı Devleti'nin orman, maden, tuz yatakları ve bazı gelir kaynakları bu kuruluşun kontrolüne verildi. Bağımsızlığa aykırı olan bu kuruluşu Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı sırasında tek taraflı olarak kaldırdı.
6. Boğazların Statüsü Konusu
Boğazların hangi devletin egemenliği altında kalacağı konusunda ve statüsünün ne olacağı konusunda büyük tartışmalar çıktı. Rus temsilcisi dahi öldürüldü.
Sonuçta şu kararlar benimsendi.
a) Boğazlardan askeri olmayan gemiler ve uçaklar barış zamanında geçebilecek.
b) Askeri gemiler ve uçaklar; barış zamanından Karadeniz'e doğru geçişte, Karadeniz'de sahili olan devletlerden en güçlü donanmaya sahip bulunanından daha fazla gemi ve uçak geçmeyecek. Bunun dışında savaş gemi ve uçaklarına geçiş serbest, savaş zamanında sınırlama getirilebilecek
c) Boğazların yönetimi için başkanı Türk olan uluslar arası bir kurul oluşturulacak
d) Sovyet Rusya Lozan Antlaşması'nın sadece Boğazlarla ilgili bölümünü imzalamıştır.
7. İstanbul'un Boşaltılması Konusu
Lozan Antlaşması Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylandıktan altı hafta sonra işgal kuvvetleri İstanbul'dan gideceklerdi. Buna göre işgalciler 2 Ekim 1923'te İstanbul'dan ayrıldılar.
Lozan'da Çözülemeyen Konular
Lozan Antlaşması'nın imzalanmasına rağmen Türkiye'yi yakından ilgilendiren bazı konularda hala pürüzler kalmıştı.
Bu sorunlar şunlardı :
1. Musul Sorunu ve Türkiye-Irak Sınırı Sorunu
Lozan'dan hemen sonra 1924 yılında Türk ve İngiliz Temsilcileri İstanbul'da Musul konusunu görüşmeye başladı. Ancak İngiltere'nin burayı Türkiye'ye vermek istememesi üzerine görüşmeler kesildi. 1925 yılı başlarında Türk ordusunun Musul'u bir askeri harekatla almak istediği sırada İngilizlerin kışkırtması ile Şeyh Sait isyanı çıktı. Bunun üzerine Türkiye uluslar arası gücün Musul'u bırakmayacağını anladı ve içerideki sorunlarla uğraşmak için buradan vazgeçti. 1926 yılında Türkiye ile İngiltere arasında imzalanan Ankara Antlaşması ile Musul'dan vazgeçtik.
2. Hatay Meselesi
20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması'na göre; İskenderun ve Hatay sınırlarımızın dışında kalıyordu. Ancak 1938'de önce Hatay Devleti kuruldu sonra da 1939'da Hatay meclisinin verdiği kararla Hatay ve İskenderun Türkiye'ye katıldı. Böylece Lozan'dan sonra Suriye-Türkiye sınırında bir değişme oldu.
Lozan Barış Antlaşması'nın Önemi
Türk Devleti Avrupa Devletleri tarafından tanındı.
Osmanlı'dan kalan sorunlar çözümlendi.
Egemenlğimizi ve bağımsızlığımızı sınırlandıran pürüzler ortadan kaldırıldı.
Sınırlarımız çizildi.
Ermeniler'in Anadolu üzerindeki istekleri sona erdi.
Kapitülasyonlar kaldırıldı böylece tam bağımsızlık yolunda en önemli adım atıldı.
Osmanlı Devleti'nin sona erdiği kabul edildi.
Türk Devleti'nin diğer devletlerle eşitliği kabul edildi.
Doğu sorunu tamamen kapandı.
Halkçılık ilkesi benimsendi ve azınlık sorunu çözümlendi.
Bu Site Sizin Sizde Yazınızı Gönderin
Evet bu siteye sizlerde yazılarınızı gönderebileceksiniz. Yapmanız gereken içerisinde link ve reklam olmayan yazılarınızı haberdaim@gmail.com adresine mail olarak göndermek.
Hepsi bu kadar. İyi Paylaşımlar
Dikkat edilmesi gerekenler;
Siteye cinsel içerikli, reklam içerikli paylaşımlarda bulunmak yasaktır.
Hepsi bu kadar. İyi Paylaşımlar
Dikkat edilmesi gerekenler;
Siteye cinsel içerikli, reklam içerikli paylaşımlarda bulunmak yasaktır.
20 Ekim 2012 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Blog Arşivi
-
▼
2012
(52)
-
▼
Ekim
(13)
- Cepheler ve Siyasi Olaylar
- Ahmet Maranki Aslanpençesini Anlattı
- Tiroid için cevizli kür
- Kişnişin Faydaları ve Behçet Hastalığı
- Hem üretici Hem Tüketiciler (Hem Ototrof Hem Heter...
- Virüsler
- Kurban kesmenin önemi nedir?
- Türkiye'de Modern Bilimlerin Öncülerinden: Başhoca...
- Türk Kahvesi
- Maden Suyu ve Soda Arasındaki Fark
- Limon Efsanesi
- Yarım Saat Yer Altında Tefekkür-ü Mevt
- Şeytanın Tatlı Söz ve Yönlendirmeleri...
-
▼
Ekim
(13)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder