PİNYATA NEDİR..!!!
:Elinde sopa olan bir grup çocuk sıraya girmiş.
Örümcek Adam, Ben 10, Winks ya da Tweety maketine ellerindeki
sopayla vuruyorlar.
Görüntü gözünüzü korkutmasın.
Her an bir doğum günü partisinde bu oyunla karşılaşabilirsiniz.
Aslında amaçları gayet masum,...
Patlatılan karton oyuncağın içinden savrulacak şekerlemeleri afiyetle yemek.
Tarihi yüzyıllar öncesine dayanan bu oyunun ....
Adı : PİNYATA
Pinyata aslında tüm dünyada doğum günü partilerinin uzun yıllardır vazgeçilmez eğlencelerinden biri...
Son dönemde Türkiye’deki çocuklar da pinyataya merak sardı....
Peki nedir bu pinyata....?
Kocaman renkli karton bebekler düşünün...
Hayal gücünde sınır yok....
Bunlar çok ünlü çizgi film karakterleri de sevimli hayvanlar da olabilir....
Eskiden ana malzemesi hamur olan bu bebekler şimdilerde çabuk parçalanmaları için,
saman, kâğıt, çamur veya çoğunlukla kartondan yapılıyor....
Üzerlerindeki desenler için elişi ve renkli grapon kağıtları kullanılıyor....
PİNYATA asılıyor. Ve işin zevkli kısmı başlıyor.
Gözleri bağlanan oyuncular ellerindeki özel, çok sert olmayan sopalarla sıraya giriyor ve..
Asılı oyuncağa vurmaya çalışıyorlar. Herkesin üç kez vurma hakkı var.
Sonrasında sıra diğer oyuncuya geçiyor. ..
Amaç sevimli kahramanı tam orta yerinden çatlatıp patlatmak....
Patlayan pinyatanın içinden ortaya çeşit çeşit şekerlemeler, küçük çikolatalar, hediyelikler veya sakızlar dağılıyor. Bunlar büyük bir yarış halinde toplanıyor.
--
Özgün Paylaşımlar
Notebook, Laptop Kampanyaları, En Ucuz Dizüstü Bilgisayar Fiyatları
Nano Teknolojik Su Arıtma Sistemleri Ev Tipi İçme Suyu Cihazları
Antivirüs | EXA Bilgisayar - Hesaplı Alışveriş
iPhone » iPad, iPhone, iPod ve Tüm Apple Ürünleri
Yüz Masajı, Cilt Bakımı, Kırışık Giderici, Yaşlanmaya Önler
acısızlazer epilasyon, lazerepilasyon,reishi,diyet,epilasyon, zayıflamak,estetik, diş, selülit,bilgisayar, pc, lcd tv, laptop,tablet pc,netbook, fotoğraf makinesi, toner,teknoloji, alışveriş, sony, samsung, yazıcı, bilgisayar,notebook, dizüstü,lcd monitör, dijital, iPhone/iPad,cep telefonuplazma,internet,nano teknoloji,kamera,
Bu Site Sizin Sizde Yazınızı Gönderin
Evet bu siteye sizlerde yazılarınızı gönderebileceksiniz. Yapmanız gereken içerisinde link ve reklam olmayan yazılarınızı haberdaim@gmail.com adresine mail olarak göndermek.
Hepsi bu kadar. İyi Paylaşımlar
Dikkat edilmesi gerekenler;
Siteye cinsel içerikli, reklam içerikli paylaşımlarda bulunmak yasaktır.
Hepsi bu kadar. İyi Paylaşımlar
Dikkat edilmesi gerekenler;
Siteye cinsel içerikli, reklam içerikli paylaşımlarda bulunmak yasaktır.
23 Ağustos 2010 Pazartesi
Su Nasıl İçilmelidir ?
Eski insanlar su içerken çömelirler, boşa değilmiş!...
İNSAN MİDESİ
İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır.
Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak barsağına geçer.
Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen bir oluk bulunur.
Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek 12 parmak barsağına (duodenum) geçer.
Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse bunlar önce mide de birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra 12 parmak barsağına geçer.
Bu durumda oturarak sıvı gıda içme usulüne uymakla insan kolera da dahil, Bir çok insan hastalıklarından korunmuş olur.
Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar.
İNSAN MİDESİ
İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır.
Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak barsağına geçer.
Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen bir oluk bulunur.
Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek 12 parmak barsağına (duodenum) geçer.
Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse bunlar önce mide de birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra 12 parmak barsağına geçer.
Bu durumda oturarak sıvı gıda içme usulüne uymakla insan kolera da dahil, Bir çok insan hastalıklarından korunmuş olur.
Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar.
19 Ağustos 2010 Perşembe
Kenger sakızının sırrı keşfediliyor
Malatya'nın Darende ilçesinde üretilen ve kilosu 200 TL'ye satılan kenger sakızının başta diş hastalıkları olmak üzere çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılırken, İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi sakızın faydalarını keşfetmek için araştırma yapacak.
Hoş kokusu ve kendine özgü tadı ile yöre insanının vazgeçilmezleri arasında yer alan kenger sakızının üretimi, Darende'de yaklaşık 300 aile tarafından yapılıyor. Bol dikenli kenger bitkisinin toprak altında kalan kısmının bıçakla çaprazlamasına kesilerek akan beyaz renkli sütün donması sonucu elde edilen sakız, katkısız ve doğal bir ürün olması nedeniyle büyük ilgi görüyor.
Diş ağrıları, diş eti rahatsızlıkları ve dişlerin beyazlatılmasında büyük etkisi olduğu belirtilen sakızın, iltihaplanan veya patlayan kulak zarının tedavisinde, safra kesesindeki taşların düşürülmesinde, mide ağrısı ve şişkinliğinde, iştah açıcı ve hazımsızlık rahatsızlıklarında, tansiyon, yüz felci ile şeker hastalarına iyi geldiğine dair halk arasında yaygın bir inanış bulunuyor.
Malatya'da kenger sakızı satan Ali İhsan Ağdağlı, bir çok rahatsızlığa iyi geldiğini öne sürerek daha çok yaşlılar ve kenger sakızını bilenler tarafından tüketildiğini belirti. Her pazartesi Darende'de kenger sakızı satışına yönelik pazar kurulduğunu anlatan Ağdağlı, günde tanesi 50 kuruştan 200 tane sakız satığını ifade ederek, kilosunun ise 200 TL'ye alıcı bulduğunu kaydetti.
Sakızı üreticilerinden Mustafa Mert ise Darende'ye bağlı Hacılar, Yazıköyü ve Çukurkaya köylerinde yılda yaklaşık 500 ton kenger sakızı üretildiğini ifade ederek, mevsim şartlarına göre eylül ayı sonuna kadar üretimin davam ettiği bilgisini verdi.
1960'lı yıllarda kimi tüccarların bölgeden satın aldıkları kenger sakızlarını, Konya, Kayseri, Çankırı, Ankara ve İstanbul'da sattıklarını aktaran Mert, köyden kente göç nedeniyle sakız üretiminin yıllar içinde düştüğüne dikkati çekti.
Sakız, bitkiden çıkan sıvının güneşte kurutulmasıyla yapılıyor
İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi ve Endodonti Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Fuat Ahmetoğlu, Darende ilçesinde üretilen kenger sakızının aynı adı taşıyan dikenli bitkinin köklerinden elde edilen sıvının güneşte kurutulması sonucu oluştuğunu söyledi.
Kenger sakızının ağza ilk alındığı anda sert bir yapısı olduğunu ifade eden Ahmetoğlu, “Bu sakızın faydalarını sıralayabilmek için yumuşadıktan sonraki yapısına bakmak ve bileşimindeki anti bakteriyel özelliklerini incelemek lazım” dedi.
Kenger sakızının doğal yapısı ile adeta diş fırçası görevi gördüğünü ve dişlerin temizlenmesinde etken olduğuna dikkati çeken Ahmetoğlu, “Ağızdaki eklemleri çalıştırdığı için belli bir süreye faydası var. Diş etlerine masaj etkisi yapıyor. Bitkisel bir ürün olan kenger sakızı ile ilgili çok yönlü bir araştırma yapmayı planlıyoruz” diye konuştu.
Ahmetoğlu, kenger sakızının sert olduğu için ağza ilk alındığı anda eklemleri yorduğunu vurgulayarak, “Dişlerdeki dolgulara zarar verebilir ya da zayıf dişi olan varsa bunları kırar. Ancak kenger sakızı doğal bir ürün. Bu yönü ile çeşitli katkı maddeleri ile yumuşatılıp endüstrileşebilir ve piyasadaki çikletler arasında yerini alabilir” görüşünü dile getirdi.
23 Haziran 2010 Çarşamba
Hızlı Okuma Yöntemleri
Hızlı Okuma Yöntemleri |
OKUMA HIZINI ENGELLEYEN, ANLAMAYI AZALTAN NEDENLERİ (YANLIŞ OKUMA ALAŞIKANLIKLARI) ORTADAN KALDIRIN Sesli Okuma: İlkokul çağlarında daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını zannederek geliştirdiğimiz ve okuma hızını önemli derecede yavaşlatan bir unsurdur. Ortalama konuşma hızı 200 kelime kadardır. Sesli okuduğumuz zaman kendimizi bu limite sınırlandırmış olur ve bu hızın üstüne çıkamayız. Oysa okuduğumuzu anlamak için kelimeleri dil ve kulak yollarından geçirerek beyine göndermemize gerek yoktur. Göz çektiği fotoğrafları dilimizden yüzlerce defa süratli olarak beyine göndermekte ve beyin almaktadır. Sesli okuduğumuz zaman 200 kelime 1 dakikayla sınırlandığı için okuma hızımız çok daha hızlı olan beyin kapasitemize yetişememekte, arta kalan beyin kapasetimiz, boşluğu başka düşüncelerle doldurmaya çalıştığından konsantrasyonumuz ve okuma etkinliğimiz azalmaktadır. İçinden sesli okumakda bir okuma türüdür. Her ne kadar bunda dudaklarımız kelimeleri tek tek telaffuz etmiyor ise de , ses tellerimiz kımıldıyor ve okuma hızımız 500 kelime 1 dakikayla sınırlıyoruz. Bunu önlemek için uzmanlar okurken çiklet çiğnemeyi öneriyorlar.(Gözle görme alışkanlığı edinene kadar) Okurken çiklet çiğneme temponuz hiç değişmezse bu yanlış alışkanlığı yenebilir ve gözle okumaya başlayabilirsiniz. Her kelimeyi okumak da okumayı yavaşlatan nedenlerden biridir. Başka dillerde de, Türkçe´de de cümle yapılarında anlam bir kaç kelimede toplanmıştır. Diğer kelimeler onları düzenli bir cümle halinde birleştirmek için kullanılmıştır. Ve, gibi, ile için v.s. gibi sıksık tekrarlanan ve okuduğumuzu anlamamamıza büyük katkısı olmayan bu kelimeleri her seferinde okumak, bize büyük zaman kaybettirir. Başlangıçta hangi kelimelerin gereksiz olduğunu doğru tespit ederek, okumadan atlamakta büyük güçlük çekecek, ama zamanla bu konuda da yetenek ğeliştirerek 300 kelimelik bir yazının 100 kelimesini okuyarak anlayabilirsiniz. Hızlı okursak anlayamayacağımızı zannetmek,okumamızı en fazla yavaşlatan en önemli psikolojik etken ve yaygın olan yanlış bir kanıdır. Kağnı arabaları satte 3-5 kilometreden hızlı gidemezdi. Otomobil bu hızı 100- 200 kilometreye çıkardı. Eskiden insanlar bu hızlara ulaşılabileceğini düşünmezlerdi. Biz de bu gün, yarın kabulleneceğimiz gelişmelere inanmıyor ve direnç gösteriyoruz. Dakikada 6000 kelime okuyarak 13 yaşında üniversiteye giren Mariel Aragon, dakikada 2500 kelime okuyarak A.B. D.´yi yöneten John Kennedy, hızlı okuyarak da daha iyi anlanabileceğinin kanıtlarıdır. Öyleyse bu şartlanmayı bir kenara bırakarak okuma hızınızı arttırın. Anlama hızınız başlangıçta düşecek, ama hızınız arttıkça eski derecenizi yakalayıp geçecek, daha iyi anlayacaksınız. Geri dönmek; bize en fazla zaman kaybettiren alışkanlık. Konsantrasyon eksikliğinden olur. Geri dönme imkanımız olduğu sürece de konsantrasyonumuz azalır. Öncelikle kendinize geri dönmeyi yasaklamalısınız. Geri dönme şansınızın olmaması konsantrasyonunuzu arttırır. Başlangıçta bazı paragrafları anlayamadığınızı hissedeceksiniz. Endişelenmeyin ve geri dönmeyin. Kendinize "Bugüne kadar geri dönerek okuduğum her paragrafı anladım mı? Şimdi hatırlıyor muyum?" diye sorun . Umarız cevabınız endişelerinizi yatıştırır. Göz eğitimsizliği; gözün satırlar üzerinde düzenli hareket edememesidir. Okuma eğitimini yetirence alamayan bir göz, satırlar üzerinde gezinir, durur. Sıçramalar ve duraklamalar düzenli olmaz. Kişi sık sık geri dönüşler yapar. Bu nedenle de satırdaki düşünceleri birbirlerine bağlayarak bütünleştirip anlamlandırmada zorlanır. Bunun için gözü, sürat ve çabukluk kazandırıcı bazı yardımcılarla eğitmek gerekir. Örneğin bir vasıtada giderken ilanları okuyarak ve varsa videoda 2-3 kat hızlandırılmış alt yazılı filimleri seyrederek küçük göz egzersizleri yapabilirsiniz. Başlangıçta yoğun kontrasyon nedeni ile başınız ağrıyacak , ama bir süre sonra alışacaksınız. Alt yazılı bir filmi normal hızında seyrettiğinizde size çok yavaş gelecek ve canınız sıkılacaktır. Pasif okumak; okuyacağınız yazıya zihninizi yönlendirmeden, anafikri, yazarın düşünce ve olaylara bakış biçimini, üslubunu anlamadan yapılan okumadır. Yazıyı ne amaçla okuduğunuzu bilmeden yapılan okumalar, okuma hızını düşürür. Dikkat yoğunlaşması olmadığı için de anlama olayı oluşmaz. O nedenle önce okunacak konuyu niçin okuyacağınızı belirlemeniz gerekir. Sonra bir ön okuma yaparak sorular belirlemek, soruları yanıtlamak için tekrar dikkatinizi yoğunlaştırarak yeniden okumak, etkili okumayı sağlar. Bilgi ve kültür düzeyi eksikliği; okuma hızınızı yavaşlatan en önemil nedenlerden biridir. Yeni edinilmek istenen bilgilerin iyi kavranabilmesi, daha önce o konu ile ilgili kavramların kazanılmış olmasına bağlıdır. Hiç temel bilgimizin olmadığı bir konuyu anlamak çok zordur. Temel olmadan inşaat yapılmaz. Yani bilgi ve kültür eksikliği, okunacak konunun anlaşılmasını zorlaştırdığı için,okuma hızı da düşer. Bunun için parçada geçen, anlamını bilmediğiniz kelimelerin anlamını öğrendikten sonra dikkatle okumanız anlamanızı kolaylaştırır. Okumanın ne anlama geldiğini iyi bilin; Okumak yalnızca sözcük kümeleri görmek değildir. Okumak yazarla aktif bir söyleşi şeklinde sürdürülen zihinsel bir süreçtir. Bu anlamda okuyabilmek için görmenin ötesinde zihinsel beceriler gereklidir. Bu zihinsel beceriler de öğrenme yolu ile gerçekleştirilebilir. Örneğin bir metne bir bakışta en fazla iki- üç sözcük algılayabilen bir okuyucu belirli bir eğitim programı sonucunda bir bakışta cümlenin ya da paragrafın tümünü algılayabilir hale gelir. Yine öğrenme sonucunda, sürekli olarak her okuma çabasında yazarla aktif bir söyeşi içinde yazarın görüşlerini açığa çıkarmayı öğrenerek etkin bir okuyucu olabilir. Okumanın gerçek amacı, anlamı çabuk ve doğru kavramaktır. Bu okumanın geliştirilmesi için, etkili okumanın temeli olan hız, kavrama ve bellek arasında bağ kurulmasını gerektirir. Okumada kavrama ile hız arasında yakın bir ilişkinin varlığı kabul edilmekte, kavramaya ilişkin becerilerin arttırılması hızlı okuma ile olası görülmektedir. HIZLI OKUMA Hızlı okuma için , okuma yanlışlarımızı düzelterek kendimizi hazırladık. Şimdi de hızlı okuma yöntemlerine geçmeden önce, düşünce olarak atmamız gereken adımlar var. a- Gözlerimizle aklımızı birlikte çalışmaya alıştırmak b- Bir metinde her sözcüğü okumak zorunda olmadığımıza inanmak c- Her metinin ya da kitabın aynı değerde olmadığını kabul etmek. Yani bazılarının zor, bazılarının kolay olduğunu bilmek d- Okuyacağınız her metin ve kitapta amaçlarınızın farklı olduğunu kabul etmek okuma hızınızı da buna göre ayarlamak gerektiğini bilmek. HIZLI OKUMA YÖNTEMLERİ Göz Devinimlerimiz: Daha hızlı okumak, etkili bir okuyucu olabilmek için gözlerimizle aklımızı birlikte çalıştırmaya alıştırmamız gerekiyor. Okuma sırasında, gözümüz satırlar üzerinde soldan sağa, sağdan sola, yukarıdan aşağıya (bazen aşağıdan yukarıya) göz sıçramaları ile ilerler. Okuma olayı, işte bu sıçramadaki duraklamalar (saplama) sırasında, yakalayabileceğimiz sözcük kümesini algılayarak , gerçekleştirilir. Bu yüzden hızlı ve usta bir okuyucu olabilmek için, göz sıçramalarını hızlandırmak, duraklama süresini kısaltmak, duraklama süresince çok sayıda sözcük görebilmek (4-5sözcük) yani görme yelpazemizi genişletmemiz gerekiyor. Bu üç özelliği kontrol etmek beynin işidir. Zihnimizin kotrolü dışında gerçekleşen sıçrama ve duraklamalardan görüş alanına girenleri algılamak olanaksızdır. Öyleyse aklımız sürekli emir veren, kontrol eden ve gönderilenleri algılayacak biçimde hazırlıkta ve işlerlikte olmalıdır. Sapmalar: Daha çok sayıda sözcük kümesini algılamak için; sözcük kelimelerinde gözün önce belli bir noktaya sapması, sonra bu saptığı noktanın sağından ve solundan mümkün olduğunca çok sayıda sözcüğü algılaması gerekir. Lezzetli ve Temiz yemekler yapan bir aşcıdır. 1. Sapma noktası 2. Sapma noktası Kolon Okuma: Günümüzde metinler gittikçe daha dar kolonlar halinde basılmaktadır. Gazetelerde dergilerde ve büyük magazinlerde bu kolonlara daha sık rastlanmaktadır. Bu kolonlar, ortalama 5-7 cm den oluşan sıfatlardan meydana gelmektedir. Dar kolanlar büyük bir gidiş- gelişi zorunlu kılan geniş satırlardan daha kolay gözden geçirilmektedir. Diğer yandan yukarıdan aşağıya doğru okuma dikkati daha çok uyarmaktadır. Dar kolonlar genellikle her satırda bir ya da iki sapmayı gerektirdiğinden, ritim konusunda büyük yarar sağlamaktadır. Göz Gezdirme: Görme yelpazemiz genişledikçe, metnin bütününü dikkatli bir şekilde görme, düşünceleri yakalama hızına da ulaşırsınız. Etkili okuyucu, metnin özelliklerine göre hızını ayarlayabildiği gibi, her metinle ilgili ihtiyaç ve amaçlarının farkı olacağını kabul eder. Amacını belirledikten sonra metnin bütününe yönelik yaptığı "Göz Gezdirme" Tekniği ile dikkatli bir okuma yapabilir. Göz gezdirme ile çok yüksek hızlar elde edersiniz. Neye ve nasıl göz gezdireceğimizi iyi belirlersek bu, hız kavrayışımızı düşürmez. Göz gezdirme, bir metni okumaya başlamadan önce yapılan "Göz atma" dan farklıdır. Göz gezdirme de amacımız belirli olduğu için daha dikkatli bir inceleme yaparız. Okunan metin çok kolay ve okuyucunun bildiği konuyu içeriyorsa göz gezdirme de yeterli bilgi edinilebilir. Etkili bir göz gezdirme davranışında; metin başlığı alt bakşlıkları, giriş ve ilk paragrafı, sonraki paragrafların ilk ve son cümleleri numaraları, büyük harfle ya da italik yazılmış yerleri son paragraf ve varsa özeti okumalıdır. Esnek Okuma: Okuma yöntemimizi ve hızımızı belirleme okuma amacımız ve metnin özellikleri önemli rol oynamaktadır. Etkili okumada okuyucu, her durumda uygun okuma tutumunu alabilmelidir. Uygun okuma tutumunu alabilmek, esnek okumayı gerektirir. Eğer günlük yaşamda karşımızı çıkan yeni bilgilerden gereğince ve uygun bir şekilde yararlanmasını bilmezsek, bir çok şeyi kaçırır, önemli bilğileri edinemeyiz . Ayrıca daha az zaman ayırarak yapacağımız okumayı, hem daha fazla zaman harcayarak yapar, hem de okuduğumuz metinden yeterince doyum alamayız. Oysa okuma hızını ve yöntemini, okuma amacına ve metnin özelliklerine göre ayarlayabilen, yani "Esnek Okuma" yapabilen bir okuyucu en kısa zamanda, en çok bilgiyi alabilir. Her gün karşılaştığımız yeni okuma durumlarını incelediğimizde, esnek okumayı daha iyi anlayabiliriz. Okunacak şeyler değişik türde olduğundan , bunları okuma amacımız da değişir. Farklı teknikler kullanırız. Örneğin güne gazete okuyarak başadığınızı düşünelim. Ancak zamanınız sınırlı, derse yetişmek durumundasınız. O zaman sadece başlıklara bakar ilginizi çeken haberlere de şöyle göz atarsınız. Okula gittinizde, derse girmeden önce eğer konu anlatacak iseniz, bildiğiniz şeyleri eleyebilmek için göz gezdirirsiniz. Bildiklerinizi atlar yeni bilgileri okursunuz. Öğleden sonra arkadaşınız size bir dergiyi verdi diyelim. İlginç bir makale var mı diye dergiyi tararsınız. İlginizi çeken bir makale bulduğunuzda, yeni bir bilgiye rastlamak için göz atarsınız. Akşam iyi bir film ya da program bulabilmek için gazetelerden programları tararsınız. Yarınki dersinizi hazırlama durumunda ise, metindeki herşeyi okumanız gerekmediği düşüncesinden hareketle kitabınızın o bölümüne göz atar, elde etmek istediğiniz bilgilere göre önemli başlık ve alt başlıkları belirlerseniz. Konusunu ana fikir ve ayrıntılarını araştırır, önemli kısımlar üzerinde daha fazla zaman harcayarak, ayrıntılar üzerinde daha hızlı geçerek ya da atlayarak okumanızı sürdürürsünüz. Gördüğünüz gibi, okuduğunuz bu çeşitli türden malzemelerin her birine göre okuma amacınız da farklı olacaktır. Yine malzemenin türüne göre yöntem ve hızınızıda değiştirmeniz gerekecektir. Eğer bunu uygun bir şekilde yapmayı başarırsanız esnek bir okuyucusunuz demektir. Esnek okuyucu, nasıl okuyacağına karar verirken, metinin türünü de dikkate alarak zaman zaman teknik değiştirebilir. Metin , açık bir dille yazılmış ve izlenmesi kolay bir anlatımı olduğunda, hızlı bir okuma yapılabilir. Ancak metin açık bir dille yazılmamış, anlatımı kolayca özlemeye elverişli olmadığında daha yavaş ve dikkatli bir okuma yapılabilir. Eğer bu şekilde esnek davranamazsak, amacımıza ulaşamadığımız gibi zamanımızı da boşa harcamış oluruz. Esnek okuyucu, okuma yöntemini kararlaştırırken zamanını dikkate alır. Örneğin bir metni ne kadar dikkatli okuması gerekirse gereksin, eğer yeterli zamanı yoksa, ya bir kısmı okur, bir kısmına göz atar ya da baştan sona dikkatle göz gezdirir. Ayrıca, eğer o anda fiziksel bir rahatsızlığı varsa, genel düşünceyi anlamak için sadece göz atar. Özetle esnek okuyucu, durumuna göre hızlarını bilen ve uygulayan kişidir. Kavrama ve Sezme: Görme, her sözcüğü anlamanız için yeterli değildir. Görme yeteneği, anlama, görme ve zihin yeteneklerinin bir sentezi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucu, yazılı bir sözcüğü görür görmez tahmin ediliyor, taman olmadan profilini ve diğer özelliklerini tamamlıyor, böylece görüşünüzü kontrol etmiş oluyorsunuz. Okuma sürecinde, sözcükleri sadece görmek yeterli değildir. Aynı zamanda bir sözcüğü diğerinden ayırmak gerekir. Yazmada ise , dil bilgisi ve sözcükleri birleştirmede kullanılan bağlama kuralları etkili olmaktadır. Sonuç olarak okumak, soyut ve göze dayalı anlamlar üretmektir. Bu üretimi sözcüklerin doğru seçimi, sözcüklerin anlamları, tipleri, türleri ve yaptıkları belirlemektedir. İyi bir okuyucu olmak, sizin etkili okumanızı sağlayacak çeşitli teknikler uygulamanız gerekmektedir. Şimdi yapacağınız alıştırmalarda, okurken eksik bırakılan sözcüğü izleyen sözcüklerden tahmin etmeye çalışın. Böylelikle anlama ve sezme yeteneğinizi ğeliştirebelersiniz. UYGULAMA: Aşağıdaki kısa metinde boş bırakılan yerlerde konuşulması gereken sözcükleri düşünerek, kavrayarak bulup yazınız. Bu tür çalışmaları sık sık yaparsanız kavrama ve sezme gücünüz artar. Oğlumuz Karlı b.... şubat g..... doğmuştu. Babanın k.... verirken b.... tuhaftım. İsim a....., kamus b...... ne kadar b ..... gelmişti . O...... ışıl ı..... , kainat g..... manalı b..... kelime b..... istiyorum. S...... Ömer d....... Bu da o.....yakışmıştı. O...... tarihe girme b...... Ömer´in ikbaline layık, g...... İlk g...., i..... diş, i..... kelime, annesine doğru genç, g...... ve mes´ut a..... doğru i..... adım. Seçici Okuma: Bundan önceki bölümlerde etkili ve hızlı okumayı geliştirmek, okuma verimini arttırmak için bir takım stratejiler geliştirdik. Bu aşamadan sonra hedefimiz, okumaya, ayırdığımız zamanı daha verimli kullanabilmek, kısa zamanda daha çok bilği edinebilmek. Bu hedefe ulaşabilmek, hızlı ve seçici olmayı gerektiriyor. Aslında her okuma da seçici olunmalı. Ancak hızlı okurken buna daha çok ihtiyacımız var. Okumada önemli olan, yazarın iletmek istediği mesajı, okuyucunun yazılı sözcükler arasından bulup çıkarmasıdır. Daha önceki bölümlerde, yazarın düşüncesini kavramada etkili olan bir takım etkili okuma tekniklerinden bahsetmiştik. Bu tekniklerde hız , çabukluk, esneklik derecelerine nasıl ulaşacağımız, okumamızı nasıl düzelteceğimiz konularında yoğunlaştık. Ancak bu tür okumalarımızda gözümüz temel olan noktayı, bir çok ayrıntılarla birlikte kavrama durumunada kalabiliyordu. " Seçici okuma" adı altında şimdi açıklayacağımız teknikte ise, tüm ayrıntıya girmeden, daha az sözcük okuyarak, yazarın düşünce bütünlüğünü yoklamamız hedeflenir. Burada önemli olan her hangi bir metni mikroskopla incelemek değil, genel hatlarıyla bilmektir. Bu teknik, pratik okumamıza büyük yarar sağlamakta, bize zamandan kazandırmaktadır. Örneğin, 15 dakikada günlük gazeteyi okuyabelmek, üç saatte 500 sayfalık bir yapıtta bulunan bilgileri yakalamak gibi Buraya kadar yapılan açıklamaları özetlemek gerekirse:
Başlangıçta bunları uygulamanız ve hatta başarmanız size çok güç gelebilir. Ama unutmayın ki bunları başarıp bilginin özüne çok daha pratik, çok daha kısa sürede ulaşabilen insanlar çok fazla. Neden bizde onlardan biri olmayalım? Yapılması gereken tek şey ümidimizi yitirmemek. İnatla uygulama yapın. Sonucun adım adım geldiğini göreceksiniz... |
22 Haziran 2010 Salı
Bilgisayar ekranından Kuran Okumak İsteyenler
Bilgisayar ekranından Ahmet Hüsrev Hattı ile kuran okumak istiyorsanız aşağıdaki linki tıklamanız yeterli.
Bilgisayar hattına en yakın, yalın ve sade olan bu hat ile kuran okumak çok kolay.
http://tilavet.hayrat.com/C97A1E67-A3E5-4703-A91A-50FF6BD649C7/default.aspx
İnternetten Kuran-ı Kerim Öğrenme (Elif Ba)
http://www.islamilmihali.net/online-kurani-kerim-ogrenme-elif-ba.html
Bilgisayar hattına en yakın, yalın ve sade olan bu hat ile kuran okumak çok kolay.
http://tilavet.hayrat.com/C97A1E67-A3E5-4703-A91A-50FF6BD649C7/default.aspx
İnternetten Kuran-ı Kerim Öğrenme (Elif Ba)
http://www.islamilmihali.net/online-kurani-kerim-ogrenme-elif-ba.html
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)